Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, İzmir’de çeşitli temaslarda bulundu. Dünyaca ünlü Efes Antik Kenti'ni ziyaret eden Pakdemirli , Antik kenti gelecek yıl bitmeden tarihte olduğu gibi yeniden denizle buluşturmayı hedeflediklerini bildirdi. Pakdemirli, yeni ekonomik tedbirlerin sonuçlarının tarımın girdi maliyetlerine de şimdiden olumlu yansımaya başladığını ifade etti.
İzmir’de temaslarda bulunan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 2022'nin sonuna doğru tamamlanması planlanan Efes Antik Kanal Projesi'nin ilk etabını inceledi. Bakan Pakdemirli, çalışmalar hakkında Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürü Kaya Yıldız ve DSİ 2. Bölge Müdürü Birol Çınar'dan bilgi aldı.
Pakdemirli, burada yaptığı açıklamada, Efes Antik Kenti'nin son derece önemli bir kültür varlığı olduğunu söyledi. Bölgenin Hristiyanlar için önemine değinen Pakdemirli, "Bölgenin Hristiyanlık dini için de çok çok önemli bir özelliği var. Yani nasıl Müslümanlar hacca gidiyorsa burada da Hristiyanlık dinine mensup olanlar, dünyadan gelen turistler, özellikle Meryem Ana Kilisesi ve diğer kalıntılar ve kiliselerle alakadar oluyorlar. Bu bölge gerçekten turizm açısından çok büyük bir potansiyel" dedi.
Efes'in geçmişte bir liman kenti olduğunu hatırlatan Pakdemirli, "Zaman içerisinde denizden gelen alüvyonlarla Efes kenti şu anda bir liman kenti değil. Bugün denizden 9-10 kilometre kadar içerde kalmış durumda. Bunu tekrar 2500 yıl önceki tarihi görünümüne kavuşturmak maksadıyla, bölgede turizm potansiyelini artırmak ve Efes'i tekrar odak noktası haline getirmek için kurumların birlikte çalıştığı bir projeyi hayata geçiriyoruz" diye konuştu.
Projede, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın da yer aldığını hatırlatan Pakdemirli, bu işin kanal tarafının ise Devlet Su İşleri ve Bakanlıkları tarafından yürütüldüğünü ifade ederek, "Burada teknelerin bekleme noktası şeklinde hazırlanmış bir bölümü ziyaret ettik. Bunun akabinde ikinci etabı da diğer kurumlarla beraber yapıyor, inşa ediyor olacağız. İkinci etap da kanalın antik dokuya uygun olarak yapılması, inşa edilmesi ve temizlenmesini içeriyor. Böylelikle bu işin bitiminde de gelecek yıl sonu inşallah şöyle bir amacımız var, Efes Antik Kenti'ne kadar en azından su yoluyla teknelerin ulaşması konusunda arkadaşlar gayret gösterecekler. Zaman içerisinde projenin etaplarında yapımlar devam etmekle beraber, yıl bitmeden de Efes Antik Kenti'ne teknelerin denizden ulaşımını sağlama konusunda bir gayretimiz olacak" dedi.
Pakdemirli, çalışmalarda emeği geçenlere de teşekkür etti.
Bakan Pakdemirli, Dokuz Eylül Üniversitesi Selçuk Meslek Yüksekokulunda kurulan Efes Gıda Laboratuvarı'nın açılışına da katıldı. Törende yaptığı konuşmada, üniversitelerin birer bilim üssü olduğunu, Dokuz Eylül Üniversitesinin de köklü geçmişiyle hem bilgi ve tecrübesini topluma yayan hem de yeni üniversitelere öncülük eden, örnek olan değerli bir kurum olduğunu aktaran Pakdemirli, söz konusu laboratuvarın hayırlı olmasını diledi.
Bakanlık olarak son 19 yılda güvenilir gıda hedefiyle her biri devrim niteliğinde sayısız düzenleme yaptıklarını ve denetimlerin hem sayısını hem de etkinliğini artırdıklarını vurgulayan Pakdemirli, şu an 7 bin 329 uzman personelden oluşan dev bir kontrol ve denetim ekiplerinin bulunduğunu anlattı.
Bekir Pakdemirli, Türkiye genelinde gıda denetim sayısı 2002 yılında yaklaşık 40 bin iken, bu rakamın 2021 Aralık ayı itibarıyla 1,3 milyonu geçtiğini dile getirdi.
2009'da "174 Alo Gıda" hattını hayata geçirdiklerini hatırlatan Pakdemirli, bu hattın bugüne kadar toplam 2,6 milyon defa arandığını ve her çağrıya ilişkin işlemlerin hızlıca yapıldığını söyleyerek, "2012-2021 yılları arasında değişik dönemlerde bu konuyla ilgili 26 kez kamuoyuna açıklama yaptık. Bin 609 firmanın 3 bin 605 farklı parti ürününün kamuoyuna duyurusu yaptık. Bize yapılan 823 bin başvurunun 820 binini sonuçlandırdık. Denetimler kapsamında 57 binden fazla cezai işlem uyguladık. Bakanlığımızca yetkilendirilen 41 kamu gıda kontrol laboratuvar müdürlüğü ve 104 özel gıda kontrol laboratuvarı olmak üzere, toplam 145 laboratuvarda gıda ve yem analizlerini gerçekleştiriyoruz. GDO analizi yapılabilen laboratuvar sayısını artırmaya devam ediyoruz. Bugün 12 kamu, 45 özel olmak üzere, GDO tarama analizi yapabilen 57 laboratuvarımız var" dedi.
"Üretilen gıdanın her yıl üçte biri israf ediliyor"
Dünya genelinde yaşanan gıda israfına da değinen Pakdemirli, "Dünyada her 9 insandan 1'i, açlıkla karşı karşıya ve buna karşın 670 milyondan fazla yetişkin ve 140 milyon genç, obezite sorunu yaşıyor. Üretilen gıdanın her yıl üçte biri, yani 1,3 milyar tonu israf ediliyor. İsraf edilen gıdayı üretmek için gereken alan, Çin'in yüz ölçümü kadar, yani 9,6 milyon kilometrekare. Biz de israfla mücadele kararı alarak, 'Gıdanı Koru-Sofrana Sahip Çık' dedik ve bütün milletimizi bu önemli kampanyaya davet ettik. Bu kapsamda 790 bin kişi, gıda israfı yapmayacağına dair 'sofranasahipcik.com' adresinden söz verdi. Bu kampanya ile biz de milletçe 'Çevresel Sürdürülebilirlik Alanında Verilen En Fazla Söz' Guinness rekorunu kırdık. Bu önemli kampanya sayesinde her 4 kişiden 1'i kampanyayı duydu ve gıda israfını azaltma konusunda bilgi sahibi oldu. Haneler, daha az gıda israf ederek, yılda 664 milyon lira tasarruf etti. Alışverişe planlı çıkan kişi sayısı arttı. Yanlış porsiyon planlamasından kaynaklanan gıda israfı, yüzde 22'den yüzde 13'e düştü. Son tüketim tarihi-tavsiye edilen tüketim tarihi arasındaki farkın bilinirliği yüzde 20 oranında arttı" diye konuştu.
"Tarımsal destek bütçemizi 26 milyar liraya çıkardık"
Pakdemirli, ülkede gerçekleşen tarımsal ihracatla ilgili de "Ülkemiz, tarım ve gıdada, hem üretimde hem de işleme de oluşturduğumuz güçlü altyapı sayesinde tarımsal ihracatımızda rekor artışlar yaşıyoruz. Son 3 yılda, toplam 60 milyar dolar tarım ve gıda ürünleri ihracatı yaptık, 5,4 milyar dolar dış ticaret fazlası verdik. Geçen yıl, ihracatımız 20,7 milyar dolar, dış ticaret fazlamız ise 5,5 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 206 ülkeye 2 bin 90 çeşit tarım ve gıda ürünü ihraç ediyoruz. Bu veriler, ülkemizin, tarım ve gıda ürünlerinde kendi kendine yeterli olduğunu ve 'net ihracatçı' konumda oluğunu tam olarak göstermektedir. İnşallah sektördeki tüm paydaşlarla birlikte ihracattaki bu güzel gelişmeleri artırmaya, yeni ekonomik modelin ihracat odaklı büyümesine katkı sağlamaya devam edeceğiz. Ayrıca son 3 yılda tarımsal destek bütçemizi yüzde 100 artırarak 2022 yılında 26 milyar liraya çıkarttık. Böylece çiftçimize daha çok destek olarak tarımsal üretim miktarımızın artmasına katkı sağlayacağız" açıklamalarında bulundu.
"Bir oyun daha bozuldu"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı yeni ekonomik tedbirlerle döviz kurunun aşağı yönlü hareketini herkesin gördüğünü vurgulayan Pakdemirli, sözlerini şöyle tamamlandı: "Bu süreç tarımın girdi maliyetlerine de yansımaya başladı. Daha fazla yansıması için sektör temsilcileriyle görüşüyoruz, görüşmelere de devam edeceğiz. Dün birçok gübre üreticisi fiyatlarda indirime gittiğini açıkladı. İnanıyorum önümüzdeki günlerde bu süreç devam edecek. Türkiye, yüzyılların birikimini bugünlere taşıyan tarih bilinci ve birlik olma ruhu ile dünyada hiçbir ülke ile benzerlik göstermez. Biz, zorlukları aşan, mücadele gücü yüksek bir milletiz. Bu zor günleri hep birlikte aşacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı ekonomik tedbirlerle bir oyun daha bozuldu. Kısa zamanda olumlu sonuçlarını göreceğimiz ekonomik programın, tarım sektöründe de büyük faydasını göreceğiz. İhracat odaklı büyümede tarım ve gıda sektörümüz, zincirin en önemli halkalarından biri olacak. Ekonomik büyümenin en önemli gıdası tarım olacaktır. Bunu birlikte başaracağız."
DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar ise ulusal ve uluslararası araştırmalara da ev sahipliği yapacak laboratuvarın, ülkenin kırsalda kalkınma politikalarına da destek sunacağına inandığını aktardı.
Konuşmaların ardından Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger ve diğer protokol üyeleri laboratuvarın açılışını gerçekleştirerek burada incelemelerde bulundu.
efes
izmir
antik kent
liman
pakdemirli
ekonomik tedbir
maliyet