Marmara'nın küçük Antalya'sı

27 January Monday, 2014
Bilecik'in Söğüt ilçesine bağlı Çaltı beldesi ve Geçitli köyü, yoğun sebze üretiminden dolayı “Marmara’nın küçük Antalya’sı” olarak biliniyor.
Marmara'nın küçük Antalya'sı

Bilecik'in Söğüt ilçesine bağlı Çaltı beldesi ve Geçitli köyü, yoğun sebze üretiminden dolayı "Marmara'nın küçük Antalya'sı" olarak adlandırılıyor. Mikro klima özelliğine sahip bölgede örtü altı tarımla yılda 3 veya 4 mahsul alınıyor.

Çaltı ve Geçitli'de seralarda marul ve yeşilsoğan hasadına başlandı.

Çaltı Belde Belediye Başkanı Osman Yılmaz, Çaltı'nın, Marmara Bölgesi'nde "Küçük Antalya" diye adlandırılan Marmara'nın Çukurovası olduğunu ifade ederek, iklimiyle ve verimli topraklarında üretilen marul, domates ve salatalık gibi sebzelerin başta İstanbul olmak üzere Kütahya, Eskişehir, Bursa ve Ankara'ya pazarlandığını söyledi.

Sadece örtü altı yetiştiricilik yaptıklarını dile getiren Yılmaz, "Belde ve çevre köylerimiz iklim dolayısıyla, çiftçiye avantaj sağladı. Mikro klima özelliği taşıması sebebiyle masrafsız kış ürünleri yetiştirmekteyiz. En büyük avantajımız yılda 3 ve 4 defa ürün yapabilmemizdir. Bunun sebebi de örtü altı tarıma geçmemizdir" dedi.

Çaltı'da 3 bin dönüm, çevre köylerle birlikte 5 bin dönüme yakın sera bulunduğunu belirten Yılmaz, seralarda iki kez kez marul, bir kez salatalık veya iki kez marul, bir kez domates üreterek yılda 3 veya 4 kez ürün aldıklarını anlattı.

Toprağın yapısı ve damlama sisteminin etkisiyle güzel ürünler yetiştirdiklerini ifade eden Yılmaz, "Şu anda kış sezonunda kısmi çalışmalarla 100-150 kişi marul kesimi ve yüklemede çalışmakta. Yaz aylarında ise 500-600 civarında işçi, domates ve salatalık işinde çalışmak üzere Şanlıurfa ve Diyarbakır'dan geliyor. Beldemiz bu anlamda istihdam sağlıyor" diye konuştu.

Seracılık yapan Mehmet Yılmaz da, çiftçinin marula önem verdiğini söyledi.

Geçitli Köyü Muhtarı Metin Çakır da kış aylarında yetiştirdikleri yeşilsoğanları temizleyip, yenilecek şekle getirerek İstanbul Bayrampaşa Hali'ne gönderdiklerini belirterek, zahmetli işçiliği olan soğanın üretimini bu nedenle çok fazla kişinin yapmadığını kaydetti.