Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğretim üyeleri yörede yayla muzu olarak bilinen ışkın bitkisi ile hamuru harmanlayarak ışkınlı ekmek üretti.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğretim üyeleri yörede yayla muzu olarak bilinen ışkın bitkisi ile hamuru harmanlayarak ışkınlı ekmek üretti.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Mühendislik Mimarlık Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü tarafından Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki yüksek kesimlerde ilkbahar mevsiminde yetişen ve yöre halkı tarafından "yayla muzu" olarak adlandırılan ışkın (rheum ribes) bitkisinden ekmek yapıldı.
Laboratuvar ortamında ışkınlı ekmeğin yapılışını gazetecilere anlatan Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Sait Doğan, bahar aylarında dağların zirvelerinde çıkan ışkını kurutup öğüttüklerini daha sonra da un ile belirli bir oranda harmanlayarak ekmek yapımını gerçekleştirdiklerini söyledi.
Ürettikleri ekmeğin, içerdiği antioksidan bileşenleri ile yaşlanmaya ve kansere iyi geldiğini belirten Doğan, ışkından elde edilen ekmeğin çok faydalı olduğunu ifade etti.
Doğan, temel gıda maddesi olan ekmeğin her gün düzenli olarak tüketildiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Biz de ekmeğin fonksiyonel olabilmesi için bir çalışma başlattık. Bu çalışmayı 'ekmeği nasıl daha sağlıklı tüketebiliriz?' düşüncesiyle gerçekleştirdik ve bölgede ilkbahar döneminde tüketilen ışkın bitkisini araştırdık. Bölgede 'ışkın, ıçkın, uçkun ve yayla muzu' olarak anılan bitkinin birçok özelliği var. Hem bitkisi hem de yaprakları tüketilebiliyor. İçeriği oldukça zengin, aynı zamanda lif içeriği de çok yüksek. Biz de bu içerikten faydalanmak için ekmeğini ürettik.”
Prof. Dr. Doğan, ekmeğe uyguladıkları yüzde 4,5 oranında ışkınla yaptıkları araştırmada normal ekmeğe göre yüzde 65 oranında gallik asit ve kateşin ismi verilen önemli antioksidan bileşenlerin olduğunu saptadıklarını belirtti. Doğan, “Işkınlı ekmeğin kansere, yaşlanmaya, kalp ve damar hastalıklarına iyi geldiğini söyleyebiliriz.” şeklinde konuştu.
Üretilen ışkınlı ekmeği önce tadan, daha sonra da gazetecilere ikram eden Doğan, çalışmalarının bu yönde devam ettiğini, bunun yanında da çölyak hastaları için yeni bir gofret türü üzerinde araştırma yaptıklarını sözlerine ekledi.