Aşure yapımının püf noktaları

05 November Wednesday, 2014
Bereketin, paylaşmanın ve selamlaşmanın sembolü haline gelen aşure günü Muharrem ayının 10.günü kutlanıyor. Peki hemen her sofrada yerini alan aşurenin püf noktaları neler?
Aşure yapımının püf noktaları

Müslümanlar için dini, tarihi ve kültürel açıdan ayrı bir önem taşıyan Muharrem ayında, bereketin, dostluğun ve paylaşımın simgesi olan aşure, hemen her evde sofralarda yerini alıyor. Bu ayda evlerde hazırlanan aşurenin yanı sıra bazı iş yerleri de çeşitli kampanyalarla aşureyi müşterilerinin beğenisine sunuyor. 

Faruk Güllüoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Güllü, Muharrem ayında yapılan aşurenin güzel bir gelenek olduğunu ve bu lezzetin İslamiyet'ten önce de bilindiğini söyledi. 

Güllü, "Sonrasında da Hz. Hüseyin'in şehit edilmesiyle de üzüntülü bir güne ama sonunda da birlik ve beraberliğin tüm dünyaya yapılması adına güzel bir geleneğimiz. Biz de firma olarak aşurenin daha çok yaygınlaşması, birlik ve beraberliğin, kardeşliğin, hediyeleşmenin daha verimli hale gelmesi ve özellikle gençlerimizin bunu çok iyi bilmesi adına mağazalarımızda 10 günlük kampanya yapıyoruz. İnsanlara bugünün özelliğini anlatıp, aşurenin dağıtılması ve bereketinin tüm toplumumuza yayılması için bir çalışmamız var" diye konuştu.

Aşure yapılmasında kendilerine özgü püf noktalar olduğunu anlatan Güllü, ev kadınlarının daha kolay kıvam tutturmaları için önerilerde bulundu.  Güllü, bütün malzemelerin her evde bulunamayabileceğini ancak aşurenin temel ana maddelerinin kullanılması gerektiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Aşure malzemeleri bölgelere göre farklılıklar da gösterebilir. Aşurenin en temel maddeleri buğday, fasulye ve nohut. Tabii o dönemdeki tatlandırıcılar ya bal ya da pekmez olmuş. Ancak biz şeker kullanacağız. Yine içine kuru üzüm, kuru kayısı ve kuş üzümü dediğimiz siyah üzüm, aşureyi tamamlayan malzemelerdir. Vatandaşlarımız evlerindeki misafire göre, keselerinin bolluğuna ve dağıtmak istedikleri yere göre artırabilirler."

Güllü, aşure yapımında 5 bardak su, 3 bardak şekerin yanı sıra, 1 su bardağı buğday, birer buçuk su bardağı da nohut ve fasulye kullanılabileceğini vurgulayarak, diğer malzemeleri şöyle sıraladı:

"Yine ölçekleri ve kendi tercihlerine bağlı olmak üzere, yarımşar çay bardağı kuru kayısı, kuru incir, fındık ve kuş üzümü kullanılabilir. Aşurenin tadını çok değiştirmemek adına çok az da kuş üzümü kullanıyoruz. Şekerin kaynatılırken katılaşması adına nişasta kullanılıyor. Ancak biz bunu çok tercih etmiyoruz. Pirinç ununu sulandırarak kullanmalarını istiyoruz. Tencereye ilk önce suyu koyuyoruz. Ardından içerisine şeker ilave edip eritiyoruz. Daha sonra tencereye önce kuru meyveleri koyuyoruz. Bu işlem, meyvelerin daha iyi açılması, tadını ve lezzetini karışıma geçirsin diye yapılıyor."

 

Kurubakliyatların ayrı tencerelerde haşlanıp ya da bir gece önceden ıslatıp yumuşatılmasını önerdiklerini ifade eden Güllü, şöyle devam etti:

"Böyle yapılırsa daha kıvamlı ve güzel sonuç alırlar. Ardından kurubakliyatı tencereye ilave ediyoruz. Malzemeler kaynamaya devam edecek biraz içini çektikten sonra da diğer kuru meyvelerden daha yumuşak olanları içine ilave edeceğiz. Son olarak da tencere pirinç sübyesini koyulaşması adına tencereye yavaş yavaş aktaracağız. Karışımın koyulaşması için pirinç unu kullanılacaksa ayrı bir kapta çok az suyla karıştırılıp miks haline getirilmeli. Eğer pirinç unu direkt eklenirse karışım topaklanır ve dağılmaz. Yaklaşık 45 dakika, 1 saat arasında pişirme süremiz olacak. Kaselere aldıktan sonra evde bulunan ürünlerle doğru orantılı olarak süslemesini yapacağız ve misafirimize ikram edip dua kazanacağız."