Antalya'nın tarım sektöründeki önemi, tarım arazilerinin korunması gibi konuların ele alındığı Tarım Konseyi Toplantısı, Antalya'da yapıldı.
Antalya Tarım Konseyi toplantısında konuşan Antalya Valisi Münir Karaloğlu, "Buradan duyuruyoruz hiç kimse gidip tarım arazisini 'Burası nasıl olsa gelecekte imara açılacak' diye yüksek fiyatla almaya kalkmasın. Bundan sonra tarım arazilerinin imara açılmasına izin verilmeyecek." dedi.
Konseye katılan Vali Karaloğlu, toplantının basına açık bölümünde yaptığı konuşmada, içerisinde kamunun, sivil toplum örgütlerinin, üretici birliklerinin ve kooperatiflerin temsilcilerinin yer aldığı Antalya Tarım Konseyi'nin çalışmalarının çok önemli olduğunu söyledi.
Antalya'nın lokomotif iki sektöründen birinin tarım olduğunu anımsatan Karaloğlu, Türkiye'nin toplam tarımsal milli hasılasının yüzde 5'ini Antalya'nın ürettiğini bildirdi. Bazen bilenin de bilmeyenin de çıkıp, "Biz eskiden ne güzeldik kendimizi doyuran bir ülkeydik, şimdi doyuramıyoruz, ithalat yapıyoruz" dediğini kaydeden Karaloğlu, "1970'li yıllarda Türkiye'nin nüfusu yaklaşık 40 milyon, gelen yabancı turist sayısı da 2 milyon kadardı. Bugün Türkiye'nin nüfusu 80 milyon, gelen misafir sayısı da yaklaşık 40 milyona çıktı. Beslediğiniz insan sayısının 3 kat arttığı bir yerde sadece ihracat ve ithalat rakamlarına bakarak ileriye ya da geriye gittiğimizi söyleyemezseniz." diye konuştu.
Birtakım sorunları olsa da tarım sektörünün iyi yolda olduğunu ifade eden Karaloğlu, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının da önemli çalışmalar yaptığını söyledi. Türkiye'de artık havza bazlı üretime geçilmeye başlandığını anlatan Karaloğlu, şunları kaydetti:
"Eskiden bir sene patatesi çok pahalı yerdik. Patates fiyatı yüksek olduğu için ertesi sene herkes patates ekerdi. O zaman da patateslerin çürüdüğünü, tarlada kaldığı konuşurduk. Niye? Planlama olmadığı için. Artık hangi havzada hangi tarımsal faaliyetin yapılacağı ve bu tarımsal faaliyete önümüzdeki 3 yıl hangi teşvikin verileceği şimdiden ilan ediliyor. Bu, çiftçinin elini çok güçlendirdi. Artık toprak sahibine değil, topraktan ürün elde edene, ürünün de miktarına göre destek veriyor devlet."
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının ovaların korunmasıyla ilgili çok önemli bir çalışma yürüttüğünü de anımsatan Vali Karaloğlu, artık koruma alanı olarak ilan edilen ovada imara açma veya bölgede herhangi bir yapılanmaya kesinlikle izin verilmeyeceğini söyledi.
Karaloğlu, "Türkiye'de maalesef birinci sınıf araziler üzerine şehirler kurduk, sanayiler kurduk. Tarımsal, ekilebilir alanlarımızın bir kısmını kaybettik. Bu, Antalya'da da var. Her şeyi ikame edebilirsiniz ama toprağı ikame edemezsiniz. Yani kaybettiğiniz bir tarım alanını kazanmanız mümkün değil. O yüzden şehirleri tarımsal arazilere kaydırmamak, tarım alanlarını korumak lazım." diye konuştu.
Korunması gereken ovalarla ilgili Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından Antalya'da 7 ova sunulduğunu, Bakanlığın önermediği fakat kendilerinin korunmasını istediği 2 ova daha bulunduğunu belirten Karaloğlu, toplam 9 ovanın korunmasıyla ilgili yakında Bakanlar Kurulu Kararı çıkacağını bildirdi.
Vali Karaloğlu, "Buradan duyuruyoruz hiç kimse gidip tarım arazisini 'Burası nasıl olsa gelecekte imara açılacak' diye yüksek fiyatla almaya kalkmasın. Bundan sonra tarım arazilerinin imara açılmasına izin verilmeyecek." dedi.
Tarımsal ürün ve pazar çeşitlendirmesinin de önemine dikkati çeken Karaloğlu, Rusya'nın yanında Ortadoğu pazarının da ciddi bir potansiyel taşıdığını, bu pazarın geliştirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.