Bağcılıkta yeni çeşitlerin geliştirilmesi, kalite ve verime yönelik Ar-Ge çalışmaları ihracatın sürekli olmasını ve artmasını sağlıyor.
Bağcılıkta yeni çeşitlerin geliştirilmesi, kalite ve verime yönelik Ar-Ge çalışmaları ihracatın sürekli olmasını ve artmasını sağlıyor.
Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar (TAGEM) Genel Müdür Yardımcısı Ali Osman Sarı, yaptığı açıklamada "Dünya pazarında sürekli yeni talepler mevcut. Bağcılıktaki yeni çeşitlerin geliştirilmesi, kalite ve verime yönelik Ar-Ge çalışmaları, ihracatın sürekli olmasını ve artmasını sağlıyor." dedi.
Ali Osman Sarı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü’ne bağlı 11 enstitü olduğunu, bunlardan Manisa ve Tekirdağ bağcılık araştırma istasyonlarının sadece üzüm ve bağcılık alanında çalışma yaptıklarını söyledi.
Bağcılık araştırma istasyonlarının Ar-Ge çalışmalarıyla yeni üzüm çeşitleri geliştirildiğini belirten Sarı, şöyle konuştu:
"Hem genetik kaynaklarımızı koruyorlar hem de bizim geleneksel ürünlerimizin yeni kullanım alanlarını ortaya koymaya çalışıyorlar. Bu da ürünlerin katma değerini arttırıyor. Yeni geliştirilen üzüm çeşitleri de ihracatı olumlu yönde etkiliyor. Türkiye'de son 25 yılda 100'ün üzerinde geliştirilen asma çeşidi var. Bunların yaklaşık yüzde 70'i bizim enstitü ve istasyonlarımızca geliştirilmiş durumda. Tabii ki bunların ihracata önemli katkıları var. Dünya pazarında sürekli yeni talepler mevcut. Bağcılıktaki, yeni çeşitlerin geliştirilmesi, kalite ve verime yönelik Ar-Ge çalışmaları, ihracatın sürekli olmasını ve artmasını sağlıyor."
Sarı, Türkiye'nin kuru üzüm ihracatının 230 bin ton civarında, yaş üzüm ihracatının da 200 bin tonun üzerinde olduğunu söyledi. Araştırmalar yapılmaması ve pazarın ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik çeşitler geliştirilmemesi halinde ihracatta sürdürülebilirliğin mümkün olmayacağını vurgulayan Sarı, 230 bin tonlarda ihracatımız olduğunu ve bunu sürdürülebilir kılmak için mutlaka Ar-Ge yapmak durumunda olduğumuzu belirtti.
Ar-Ge çalışmalarıyla bağcılıkta birçok gelişme yaşandığını, 30-40 sene önce dönümden 200 kilo kuru üzüm alınırken şimdi yerine göre 500 kilo verim elde edilebildiğini ifade eden Sarı, “Belki şu an gördüğünüz çeşitlerin çoğu piyasada yoktu. Ar-Ge'yi yapmazsanız kalkınmamız, gelişmemiz, ihracatımız sürdürülebilir olmaz. Kuru üzüm dediğimiz zaman dünyada herkes 'Sultani' diyor. Kuru üzüm çoğu yerde Sultani olarak adlandırılıyor ki, bu bizim Manisa'da geliştirilen çeşidimizin ismi." şeklinde konuştu.