Uzmanlar, yüksek kalori içerdiği gerekçesiyle diyet programlarına dahil edilmeyen tereyağı, yumurta ve kırmızı etin öğünlerden çıkarılmaması konusunda uyarıda bulunuyor.
Düzce Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlknur Arslanoğlu, protein ve yağın zararlı ve kanserojen gösterilmesi konusunda kırmızı etle bağırsak kanseri arasında bağlantı kurulduğunu belirtti.
Her türlü yanmış, kömürleşmiş, fazla pişirildiği için proteinleri denature olmuş, bozulmuş besinin kanserojen etkileri olduğunu vurgulayan Arslanoğlu, besinlerle ilk karşılaşan kısımlarımızdan birinin de bağırsak olduğu için risk altında olduğunu söyledi.
"Ne kırmızı eti, ne yumurtayı, ne tereyağını hayatımızdan uzaklaştırmamamız lazım" diyen Prof. Dr. Arslanoğlu, bu üçlünün adeta günah keçisi ilan edildiğini ifade etti. Arslanoğlu, sakatat ve deniz kabuklularının da kolesterolü yüksek olduğu için diyetten uzaklaştırılmaması gerektiğini belirtti.
Yumurta sarısı, kırmızı et ve tereyağı içinde yüksek oranda doymuş yağlar olduğunu anlatan Arslanoğlu, kalp krizinden korunmak için doymuş yağlardan ve kolesterolden kaçılırsa insan vücudu için çok önemli olan esansiyel yağlardan da kaçılmış olacağını kaydetti.
Prof. Dr. Arslanoğlu, sadece doymamış yağ ile beslenmenin sanıldığı gibi organizma için sağlıklı olmadığını ve doğru oranı tutturmak gerektiğini belirtti.
Kolesterolün besinlerdeki yağlar nedeniyle yükseldiği tezine karşı olduğunu vurgulayan Arslanoğlu, kolesterolü, karaciğerde sentez edilen molekül bulunduğunu, ihtiyaç duyulduğunda vücudun üretme yeteneği varsa yükseleceğini sözlerine ekledi.