Çobanından muhtarına çorap ören köy

06 November Wednesday, 2013
Bursa Karacabey'e bağlı Yenikaraağaç köyünün erkekleri, atalarından kalan çorap örme geleneğini yıllardır sürdürüyor. Köyün erkekleri fırsat buldukları her yerde çorap ürüyor.
Çobanından muhtarına çorap ören köy Bursa Karacabey'e bağlı Yenikaraağaç köyünün 50-75 yaş grubundaki erkekleri, atalarından kalan çorap örme geleneğini yıllardır sürdürüyor. Köylüler makineleşme nedeniyle ürünlerinin eskisi kadar ilgi görmemesinden yakınıyorlar. Yenikaraağaç'ın 20 senelik muhtarı Yahya Bası, 90 yıl önce Yunanistan'ın Drama ilçesinden gelen atalarının hayvancılıkla geçindiğini ve çorap örmeye bu hayvanların yünlerini değerlendirerek başladığını söyledi. Koyunların derede yıkandığını ve gezdirerek kurutulduğunu belirten Bası, "Atalarımız, koyunu kırpıp yününü ip haline getirmişler. Bisiklet tekerinin telinden 5 tane şiş yapmışlar. Böylece başlamışlar ve çorap yapmışlar ayaklarına, kazak yapmışlar" dedi. Köylülerden Şaban Kaya ise, örme işini 7 yaşında ninesinden öğrendiğini belirterek, "Bizim köyden en az 150-200 kilogram yün, taranmak için Bursa'ya götürülürdü. Bir yılda 200 kilogram yün alırdık ve hepsini çorap yapardık. O zamanlar köyün hiçbir evinde çorap örmeyi bilmeyen yoktu, 7'den 70'e herkes çorap örmeyi bilirdi. Geçim kaynağımız çoraptı. Adettendir, ilk ördüğüm çorabı götürüp dereye attılar ki 'ellerim hızlı örsün, su gibi akıp gitsin' diye. İkinci ördüğüm çorabı da ekmek fırınında yaktılar. Bunun sebebi de örmüş olduğum çorap, giyenin ayağını ateş gibi ısıtsın diye." diye konuştu. Makineleşmenin, el örgüsü çorapları bitirme noktasına getirdiğini aktaran Kaya, eskiden köyde kız istemeye gidildiğinde, ilk sorulan sorunun, "oğlunuz çorap örmesini bilir mi?" olduğunu kaydeden Kaya, çorap örmeyi bilmeyen erkeğe kız verilmediğini sözlerine ekledi. Hüseyin Yemişen de 64 yıldır çorap ördüğünü anlattı. Önceki yıllarda köy meydanındaki Atatürk heykeli önünde toplanarak akşama kadar çorap ördüklerini ve ipleri bitirmek için yarıştıklarını dile getiren Yemişen, "Saat 04.00'te kalkar, güneş doğana kadar kahvede çorap örerdik. Sonra eve giderdik, yemek yemeye. Sonra yine çoraba devam. Köyde üstüme çorap örecek kimse tanımam." dedi. Köyde çobanlık yapan Hüsmen TÖZ (70), bir yandan koyunları güttüğünü, diğer yandan çorap ördüğünü ifade etti. Bu ata mirasını yaşatmaya çalıştıklarını vurgulayan Töz, "Hem koyun güdüyoruz hem de çorap örüyoruz. Bu bizim mesleğimiz, dedelerimizden geliyor. Bu örgü işi benim için yan gelir. Şimdi bunların yünü para etmiyor. Kimse almıyor. Alan da 1 liraya alıyor. " ifadesini kullandı.