Türkiye'nin üretim ve ihracatında dünya lideri olduğu kuru incirde iç tüketim, ihracat yapılan bazı ülkelerin gerisinde kaldı.
Aydın ve İzmir'deki üretimin yaklaşık yarısı Fransa, Almanya ve İtalya'ya giderken, Türkiye kendi ürettiği ürünün tüketiminde bu ülkelerin gerisinde kaldı. Aydın ve İzmir'den Fransa'ya 9 bin ton incir giderken Türkiye'nin tüketimi son yıllardaki artışla 6 bin tona ancak ulaştı.
Ege Kuru Meyve İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı ve en büyük incir ihracatçısı olan Gabay Dış Ticaret A.Ş.'nin başkanı Menaşe Gabay, pek çok ülkede incir ağacı bulunmasına rağmen en kaliteli incirin Aydın'da yetiştiğini, rakibi olmayan Türkiye'ninse bu konuda pazarın belirleyicisi konumunda olduğunu belirtti.
İncirin Anadolu'nun en eski ihracat ürünleri arasında yer aldığını kaydeden Gabay, ağaç sayısı, üretim ve ihracat rakamları itibarıyla yıllardır aynı standartta devam eden sektörün son yıllarda dünya talebinin artmasıyla canlanmaya başladığını ifade etti.
Türkiye'nin bu yıl 62 bin ton üretim yapacağını, geçen yıldan stok tutulan 4 bin ton ürünle birlikte 66 bin ton ürünün 60 bin tonunun ihraç edileceğini anlatan Gabay, 6 bin tonun ise iç tüketimde değerlendirileceğini açıkladı.
İhracatta en önemli pazarların Avrupa ülkeleri olduğunu, bu ülkelerde incirin belli bir tüketim alışkanlığının bulunduğunu belirten Gabay, incirin üç semavi dinde de kutsal sayılan bir meyve olduğunu, üç dinin bayramlarında da sofralarda bulundurulması gereken bir ürün olduğunu belirtti.
Gabay, topraklarında incir gibi çok değerli bir ürünü yetiştiren Türkiye'nin, Avrupa ülkeleri kadar incir tüketmediğini ifade etti.
İncirin Hikâyesi
Türkiye'nin en değerli tarım ürünleri arasında yer alan kuru incirde ihracat sezonunun başlayacağı 25 Eylül öncesi hazırlıklar sürüyor. Aydın ve İzmir'de 350-700 metre arasındaki rakımlarda bulunan incir ağaçlarında olgunlaşarak ağustos ayının son haftasından itibaren kendiliğinden yere dökülmeye başlayan incirler, toprakta fazla tutulmadan üretici tarafından toplanarak kerevet ağlarında seriliyor.
Ürünün deforme olması riski nedeniyle mümkün olduğu kadar daldan koparmadan yere düşmesi beklenen incirler, kurutma işlemi sonrası tüccarlar tarafından alınarak işleme tesislerine yönlendiriliyor.
Aydın'da ovada bulunan ağaçlardaki ürünler yaş olarak değerlendirilirken dağ köyleri kuru incir üretiyor. 35 bine yakın ailenin üretim yaptığı kuru incirde üretimin yüzde 90'ı ihracata gidiyor.
Üretici bu yıl iyi kalite bir ürünü kilogramı 4-4,5 liradan tüccara satabiliyor. Tüccarın işleme tesislerine getirdiği ürünler, ön inceleme sonrası içindeki kurt ve böceklerden arındırılması için ilaçlama tanklarına alınıyor. Buradan çıkan incirin içindeki yırtık, ezik ve çürükler ayıklanarak aflatoksin ayrıştırma odasına gönderiliyor.
Doğal bir küf türünün oluşturduğu aflatoksinin kanserojen etkisi nedeniyle hassas bir ayrıştırma işlemine tabi tutulan incir, paketlemeye kadar giden tüm aşamalarda kontrol ediliyor. Bu kontrol aşamaları içinde en önemlisi olan aflatoksin ayrıştırma odasında aflatoksinin meyve üzerinde yarattığı değişimin normal ışıkta görülememesi nedeniyle tamamen karanlık bir salonda çalışan kadın işçiler, mor ışıkların altında ürünleri tek tek inceleyerek parlak sarı veya yeşil lekeler arıyor.
Buradaki ayıklama işleminin ardından boylarına göre ayrılan ürünler, yıkanarak ambalajlanıyor. Pazar taleplerine göre çeşitli şekillerde ambalajlanan incirin en ilginç ambalaj yöntemi ise "bağlama". Hindistan'dan ithal edilen rafya adı verilen palmiye ağacı kaynaklı doğal iplerle saplarından sıra sıra bağlanan incirler, kutulara diziliyor.