Samsun Kavak Organize Sanayii Bölgesinde hizmet veren kurutulmuş gıda firması her türlü sebze ve meyveyi kurutarak yurt dışına ihraç ediyor.
Haber - Röportaj: Hasan AKMAN
Kamera: Recep YARINCAK
Samsun'un Kavak ilçesi Kavak Organize Sanayii Bölgesi'nde hizmet veren Okyanus Grup Ltd. Şti. firması Eyne Mutfağı adlı kurutulmuş gıda markasıyla her türlü sebze ve meyveyi kurutarak yurt dışına ihraç ediyor.
Nevcihan Durukan ve Eyüp Durukan çiftinin sahibi olduğu ve Samsun'un Kavak ilçesinde Kavak Organize Sanayii Bölgesi'nde 6 bin metrekare açık arazide bin metrekare kapalı alana kurulan modern tesisle iç ve dış piyasa için kuru meyve ve sebze üretimi yapılıyor. Samsun'da faaliyet gösteren "Eyne Mutfağı" markası yıllık 84 bin kilogram kurutma kapasitesine sahip.
Meyve ve sebzeleri kurutmak için yaklaşık 3.5 milyon lira yatırım yaptıklarını ve bölgenin tarımsal ürünlerine yüksek katma değer sağlamaya çalıştıklarını belirten firma yetkilileri ayrıca bölgede önemli bir istihdam oluşturarak işsizliğin çözümüne de önemli katkılarda bulunmaya çalıştıklarını dile getiriyorlar.
Meyve sebze kurutulması ve dondurulmuş gıda sektörüyle ilgili düşüncelerini de paylaşan firma yetkilileri kurutulmuş gıdalarla ilgili işlemler hakkında da bilgiler verdiler.
Son yıllarda yaş meyve ve sebzenin en yaygın saklama şeklinin soğuk zincir teknolojisi olduğunu fakat bu sistemin her geçen gün daha maliyetli bir yöntem olarak sürdürülebilirliğinin zorlaşmasının kurutulmuş gıda sektörünü öne çıkardığını belirten yetkililer yöntemin meyve ve sebzeleri kurutarak, lezzetini koruyarak, nemini düşürüp uzun ömürlü olarak saklanmasını sağladığını dile getirdiler.
Yetkililer ayrıca, son modern teknoloji kullanılarak yapılan kurutma işleminde ürünlerin özel makinelerde nem alma işlemine tabii tutulduklarını, açık havada ve güneşte kurutulmadıkları için de solar radyasyona, toz ve kirli havaya maruz kalmadıklarını üstelik bu işlemin hiçbir katkı maddesi kullanılmadan tam hijyen kuralları altında yapıldığını da belirttiler.
Okyanus Grup'un sahipleri Nehcivan-Eyup Durukan çiftçi Web Tarım TV'nin sorularını cevapladı.
-Okyanus grup olarak bu fikir nasıl ortaya çıktı, başlangıcından şu ana kadarki zaman da yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi alabilir miyiz?
Biz 2008 yılında kurulmuş bir firmayız. Geçen seneden beri gıda sektörüne geçtik ve meyve sebze kurutma üzerine çalışıyoruz. Türkiye'nin yeni yeni alıştığı ve öğrendiği çok farklı bir konsept. Şimdi tarım bizim için çok önemli bir sektör, Türkiye'de çok fazla ürün heba ediliyor. Nasıl heba ediliyor? Çiftçinin tarladan toplayıp, ev hanımının evinin önüne yemek yapmaya gelinceye kadar ürün birçok aşamadan geçiyor, birçok el değiştiriyor bu sırada da heba oluyor. Biz bunu nasıl önleriz diye başladık. Biz şimdi çiftçiden ürünlerimizi direk alıyoruz, aldığımız ürün hemen aynı gün işlemeye alınıyor meyve ve sebzeyi hemen kurutuyoruz. Ama aklınıza ne gelirse her ürünü kurutuyoruz. Karpuz, armut, zeytin, elma... Birazdan bahsedeceğiz. Bunları kuruttuktan sonra raf ömrü iki seneye kadar uzuyor, iki sene bu ürün ihraç edilebilir ki şu anda ihracatımız var. İç piyasada kullanılabilir, hem çiftçinin ürünü değerini kaybetmeden tüketiciye ulaşmış oluyor, hem de çok farklı bir tatla biz ev hanımlarının önüne çıkmış oluyoruz.
Bizim ürünlerimiz meyve, sebze ve çaylar diye 3 gruba ayrılıyor. Meyveleri çocuklarımıza çikolata, çerez yanında verebilirsiniz. Biz bunlara meyve cipsi diyoruz. Aklınıza gelen tüm meyvelerden yapabiliyoruz.
Şimdi bizde soğan, sarımsak, bamya, pırasa, ıspanak ne ararsanız her çeşit sebze her mevsim var. Çalışan veya çalışmayan bayan evinde dolabını açacak sadece yapması gereken yemeğe karar verecek. Diyecek ki şu yemeği yapacağım ve çok hızlı bir şekilde kendi tarifiyle istediği yemeği karıştırıp, istediği yemeği en güzel şekilde sofrasına koyacak. Hiçbir ürünümüzde katkı maddesi yok, o yüzden iç rahatlığıyla kullanılabilir. Hiç koruyucu madde kullanmıyoruz, şeker, tuz ilavesi yapmıyoruz. Meyve ve sebzenin doğal halini kullanıyoruz. Ama daha da güzel bir ürünümüz var; meyve çaylarımız. Elma, portakal gibi şu anda 20 çeşit çayımız var.
-Hammadde temini konusunda bölge çiftçimizle, bölge hâl ve komisyoncularımıza tavsiyeleriniz, onlardan beklentileriniz nelerdir? O konuda bilgi alabilir miyiz?
-İşletmemiz Samsun - Kavak ilçesinde kurulu. Bafra, Çarşamba, Amasya'dan mal alıyoruz ve bütün bölge çiftçilerimize sesleniyoruz: "Ürünleriniz heba olmadan dalında çürümeye terk edilmeden, çürümeden işletmemize getirdiğiniz takdirde biz ürünü alır en iyi şekilde değerlendirerek işler ve kaldırırız." Çiftçimizin ürününü heba etmeden güzel değerlendirerek ürününün kıymetini bilmesini rica ediyoruz. Çünkü bu ürün çiftçilerimize gelir sağlamaktan öteye Türkiye'ye katma değer sağlayan değerli bir ürün haline gelmektedir. Bizim ürünlerimiz ağırlıklı olarak ihraç edildiğinden, çiftçilerimizden ricamız ürünlerinde pestisit kalıntısı ve spreyler gibi şeyleri kullanmamaları. Bunlar doğal ve güzel şeyler değil. İnsanımıza da yazık! O yüzden çok daha bilinçli bir şekilde çiftçimizin üretim yapmasını bekliyoruz.
-Son yıllarda gündemde dondurulmuş gıda varken kurutulmuş gıdaya girdiniz. İkisinin arasındaki avantaj ve dezavantajları anlatabilir misiniz?
-Öncelikle dondurulmuş gıdada ilk maliyet sanki düşükmüş gibi görülür. Ama ondan sonra o soğuk zinciri korumak çok büyük bir maliyet gerektirir. Saklanacağı yerlerde mutlaka jeneratör olması gerekir. Soğuk zinciri kırmamanız lazım. Taşırken, sevk ederken, evinize getirdiğinizde, evinizde dolapta saklarken soğuk zinciri bozmamanız lazım. Arada bir bozulma olduğu zaman ürün artık mikroorganizmalar üretmeye başlar ve tekrar soğutmanız bir işe yaramaz. Bunlar dondurulmuş gıda sektörünün büyük dezavantajlarıdır.
Biz doğrudan yaş sebze ve meyvenin yerini tutsun mantığıyla bu işe girmedik zaten. Yaş sebze ve meyvenin yeri ayrıdır. Ama bu yöntem koruma kolaylığı getiriyor. Biz bunu cips, şeker, çikolata gibi katkılı maddelerin yerine konsun, meyve sebzenin tüketimi artsın diye geliştirdik.
-Katkı maddesi var mı?
-Hiçbir şey yok, yüzde sıfır. Şeker, tuz, koruyucu madde ve aklınıza gelebilecek herhangi bir katkı maddesi hiçbiri yok.
-Yurtiçi ve yurtdışı pazarlamadaki hedefleriniz nelerdir?
-Şu anda yurt içinde hemen hemen bütün büyük marketlerle çalışıyoruz. Yurtdışında şu anda Almanya, İngiltere ve Fransa ile çalışıyoruz. Aslında bu ürün kuzey ülkelerine hitap eden bir üründür. Kuzey ülkelerinde biliyorsunuz tarım yok denecek kadar az. Onların iklimsel problemleri nedeni ile portakalı, narenciyeyi bulamıyorlar. Amacımız asıl hedef kitlemiz olan kuzey ülkelerine Türkiyemizin güzel ürünlerini gönderebilmek.
-Kuruluş aşamasında kamudan beklentileriniz ne kadar oluştu, bundan sonra da kamudan beklentileriniz nelerdir?
-Kamu desteğini her zaman bekleriz. Organize sanayiden arsamızı yüzde 10 bedelle aldık. Böyle bir avantajımız oldu. Onun haricinde yerel yönetimler sağ olsunlar ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar.
Kışın portakalı bulmak kolaydır fakat okula giden çocuğun çantasına ara öğün olarak portakalı koyup yedirmekte zorlanabilirsiniz. Fakat portakal cipsi olarak verdiğinizde severek tüketeceklerdir. Beslenme alışkanlığı kazanmalarına da yardımcı olacaktır. 100 gram portakalda 440 k/kalori vardır. Test değerleri bunu gösteriyor. Bunu alıp çocuk rahat rahat cips olarak yiyebilir. Dolayısı ile çocuklarımızın sağlıklı beslenmelerine katkıdır.