Karadeniz Bölgesi'nin önemli turizm merkezlerinden Kandıra ilçesi Kefken Mahallesi'nde yaşayan ve trolle avlanan balıkçılar, gün doğmadan çıktıkları denizde gecenin ayazına rağmen nasiplerinin peşinde koşuyor.
İnsanların büyük çoğunluğunun derin uykuda olduğu bir saatte, elbiselerini giyip kayıklarının başına giden "deniz süvarileri", büyük bir titizlikle ağlarını tamir ettikten sonra "Vira Bismillah" deyip karanlığın ortasında denizde yol almaya başlıyor.
Tekneleriyle belirledikleri menzile ulaşan balıkçılar, şafak vaktinde denizin soğuk sularına yavaş yavaş ağlarını salıp nasiplerini bekliyor. Evlerine ekmek götürme derdinde olan balıkçılar, ağlarını toplarken bazen balığın bolluğuyla yüzleri gülüyor, kimi zaman umduğunu bulamıyor.
Balıkçılardan, Tekne Kaptanı Arif Aykanat, Kefken'in özellikle yaz aylarında tatilcilerin ve balıkçıların gözdesi olduğunu söyledi.
Kefken'de 12 senedir sekizer ay trol balıkçılığı yaptığını belirten Aykanat, şöyle konuştu: "Balık piyasasında, temizliği ve lezzetiyle rağbet gören tekir, çinekop, kalkan ve mezgit gibi balıkları avlıyoruz. Çocukluğumdan bu yana balıkçılık yapıyorum. Her sabah gün doğmadan kalkıp teknemizi hazırlar, denize açılırız. Ağları salarken ne çıkacağını hiç tahmin edemeyiz. Bazen hiç balık almadan döndüğümüz olur. Ağlarımızı akşam saatlerine kadar 5-6 kez atarız. Çok ender olarak avladığımız balık miktarı günde 200 kasayı bulur. Bir yılda kazancımız ise ortalama bir çalışanının kazancı kadar denilebilir."
Aykanat, sahilden 3 mil açıkta avlanma zorunluluğunun kendilerini ekonomik bakımdan zorladığını anlattı.
Kaptan Erdal Aykanat ise Kefken'de birçok ailenin balıkçılıkla geçindiğini bildirdi. Yıllardan beri balıkçılıkla uğraştığını dile getiren Aykanat, "Balıkçılık zor bir meslek. Sabah gün doğmadan kalkar, evden çıkar, nasibini ararsın. Atarsın ağı, çekersin balık olmaz. Tekrar atarsın, ağ takılır yırtılır, elimiz boş döneriz. Rızkımız neyse o çıkar. Fırtına çıkar, sıkıntı yaşarsın" ifadesini kullandı.
Tayfalardan Kadir Topaloğlu da balıkçılığın, hiçbir günün birbirine benzemediği bir deniz macerası olduğunu kaydetti.
Faik Şahin, teknedeki görevinin, trol ağlarını atıp çekmek, çıkan balıkları ayırıp kasalara doldurmak olduğunu belirtti. Her zaman ekmek parasının peşinde olduğunu aktaran Şahin, "Bedenen çalışıyoruz, dalgalarla boğuşuyoruz. Sonunda da bizim beklediğimizi değil, denizin verdiğini alıyoruz" diye konuştu.