Kurak geçen yazın ardından gelen kar yağışının şehir yaşantısı üzerine olumsuz etkisi olsa da doğa için önemi büyük. Yapılan araştırmalara göre, yerde uzun süre duran kar yer altı sularını doğrudan besleyen en önemli kaynaklar arasında yer alıyor.
Yağışsız geçen yaz ve sonbaharın ardından kış mevsimi yoğun kar yağışı ile yüzleri güldürüyor. Yoğun yağan ve yerde uzun süre kalan kar ise şehir hayatını olumsuz etkilese de doğa için olmazsa olmaz.
Edirne Trakya Üniversitesi Doğal Afet Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Musa Uludağ, yer altı sularını en iyi besleyen yağış türü olan karın, yerde uzun süre kaldığında toprağı suya doyurduğunu söyledi.
Yeryüzüne düşen yağışın bir kısmının yer altına sızdığını, bir kısmının yüzeysel akışa geçtiğini, bir bölümümün ise buharlaştığını belirten Uludağ, "Eğer bir bölge ormanlıksa, yeryüzüne düşen yağışın büyük bir kısmı yeraltına sızar, az bir kısmı yüzeysel akışa sahip olur." dedi.
Türkiye'nin yıllık su gelirinin 500 milyar metreküpün üzerinde olduğunu, bu miktarın 274 milyar metreküpünün buharlaştığını anlatan Uludağ, yağışların kar şeklinde olmasının suyun yer altına sızmasına zemin hazırladığını vurguladı.
Uludağ, kar yağışının yer altı sularını beslediğini ve bereket getirdiğini belirterek şunları kaydetti: "Karın yerde uzun süre kalması su hacminin artmasına katkı veriyor. Tabana yavaş yavaş sızma yaparak suyun yer altına toplanmasını sağlıyor. Kar yağışının etkisi biraz daha geç ama daha uzun süreli oluyor. Kar yağışları yer altı sularını doğrudan besleyen ve yüzeysel akışla buharlaşmayı sınırlı tutan bir yağış şeklidir. Haberlerde bazen görüyoruz 'yağış geliyor afet oluyor' diye. Doğal bir olay afet olamaz. Bunun afete dönüşmesinin nedeni bizim yanlış arazi kullanımımız ve bu şartlara uygun hareket etmememiz. Anadolu'da kar demek bereket ve varlık yılı demektir. Kar, yer altı sularının dolması için önemli bir parametredir."