Etteki KDV indirimi sofraya yansıyacak

21 November Monday, 2011
Et fiyatlarındaki KDV'nin yüzde 8'den yüzde 1'e indirildiğini söyleyen Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, bu indirimin vatandaşın sofrasına da yansıyacağını vurguladı
Etteki KDV indirimi sofraya yansıyacak

Kırmızı ve beyaz ette ciddi oranda indirim yapılacağını ifade eden Bakan Eker "Bu indirim hem et fiyatlarının bir miktar düşmesine neden olacak, hem de bu alandaki kayıt dışının önlenmesinde önemli bir etken olacak" dedi.

Bakan Eker, Karacabey Tarım İşletmesi Müdürlüğünde düzenlenen Atçılık Çalıştayı'nda, "Türk Atçılığıyla İlgili Genel Değerlendirmeler" konulu toplantıya başkanlık etti.

Toplantıdan önce gazetecilere açıklamalarda bulunan Bakan Eker, Türkiye'de atçılık sektörünün giderek büyüyen, gelişen bir sektör olduğunu belirtti.

Toplumun atçılıkla ilgili fazla bilgisi olmadığını, konunun at yarışlarından ibaret sayıldığını ifade eden Eker, atçılığın Türk kültürü ve tarihi açısından çok önemli bir unsur olduğunu belirtti.

Eker, son yıllarda atçılık sektörünün gelişmesi için önemli adımlar atıldığını kaydederek, "Bu sayede Türk atçılığı dünyada önemli bir yere sahip sektör haline geldi. Bu süreçte gerek dünyadaki gelişmeler gerek Türkiye'deki gelişmeler ve bundan sonraki süreçte izlenecek yollarla ilgili stratejik plan üzerinde çalışıyoruz. Bu çalıştayın amacı gerek bakanlığımızın gerekse Türk atçılık sektöründe yer alan Türkiye Jokey Kulübü, Yarış Atı Sahipleri Derneği, Arap Atı Yetiştiricileri Derneği, İngiliz Atı Yetiştiricileri Derneği gibi derneklerin, diğer sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla strateji belirlemek" diye konuştu.

Bakanlık olarak bundan sonraki süreçte atçılıkla ilgili bazı destekleme politikaları geliştirmeyi hedeflediklerini ifade eden Eker, şöyle devam etti:

"Türkiye'de şu an saf kan soy kütüğüne kayıtlı Arap ve İngiliz atı sayısı 28 bin civarında. Bu atlar çeşitli yaşlarda ve bunların yaklaşık 5 bini koşuyor. Türkiye'de sayıca çok fazla saf kan at olmasından daha önemlisi sahip olunan atların çok yüksek performans göstermesi, genetik olarak çok yüksek kalitede olması, bunun üzerinde duruyoruz. Türkiye'de atçılıkla hobi olarak ilgilenenler var. Hobi olarak at sevgisiyle bu işe başlayanlar var. Tarımsal faaliyetlerde yaptığımız gibi atçılık sektörünün de stratejik yaklaşımla ele alınması gerektiğini düşünüyoruz. Yeni dönemde örneğin çok kaliteli aygır ve kısrak alımında bazı destelemelerin getirilmesini ön görüyoruz. Alımların çok yüksek kaliteli kısraklarla yapılmasını destekliyoruz. O nedenle atçılıkla uğraşan vatandaşlarımızın, yetiştiricilerimizin daha nitelikli, yüksek vasıflı at sahibi olmasını ve bunların uluslararası alanda başarı elde edebilecek taylar yetiştirmesini arzu ediyoruz. Önemli olan çok yüksek kaliteli at yetiştirmektir. Amacımız bunları sadece bir yerden alıp getirip koşturmak değil bu atların Türkiye'de yetiştirilmesini sağlamak."

Eker, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (TİGEM) Karacabey'deki işletmesinin dışında at yetiştiren iki işletmesi bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Bakanlığımız işletmeleri Türkiye'de saf kan Arap atı yetiştiriciliğinde çok önemli bir kaynak oluşturuyor. Özel sektöre ait haralar da var. Türkiye yüzde 23 artışla atçılıkla ilgili en yüksek gelir elde eden ülkeler arasında önemli bir yere geldi. Bu sene toplam 233 saf kan Arap atı sattık ve buradan gelirimiz eski parayla yaklaşık 13,5 trilyon. Hükümet olarak atçılık sektörü yatırımlarına kamu kaynaklarından 170 milyon lira civarında yatırım yaptık. Türkiye'de 8 hipodrom var, 2 tane daha yapıyoruz. 2013 itibarıyla İzmir ve Antalya'daki hipodromlar tamamlanacak ve toplam hipodrom sayısı 10 olacak. Gece yarışları da başlatıldı. Türkiye'de konuyla ilgili bazı uluslararası etkinlikler yapılması konusunda da çalışma başlattık. Kültürümüzün parçası olan bu sektörden gelecekte de daha fazla ekonomik gelir elde etmek amacıyla yüksek nitelikli at yetiştirilmesinin altyapısını oluşturmayı arzuluyoruz. Stratejimiz daha yüksek nitelikli, vasıflı, kaliteli tayların Türkiye'de yetiştirilmesi ve dünyaya satılması."

Bakanlık olarak tarım konusunda da strateji belgesi hazırladıklarını belirten Eker, bu çalışma sayesinde tarımda çok ciddi yükseliş olduğunu belirtti.

Eker, uygulanan strateji sayesinde Türkiye'deki tarım hasılasının 23 milyar dolardan 63 milyar dolara çıktığını ifade ederek, "Bu sayede dünya ülkeleri içinde tarım hasılamız 17. sıradan 7. sıraya çıktı" dedi.

Et fiyatlarındaki KDV'nin yüzde 8'den yüzde 1'e indirildiğini hatırlatan Bakan Eker, bu indirimin vatandaşın sofrasına da yansıyacağını belirtti.

Eker, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla kırmızı ve beyaz ette ciddi indirim yapıldığını söyleyerek, "Bu indirim, bu alandaki kayıt dışının önlenmesinde önemli bir etken olacak. Sayın başbakanımızın talimatıyla gıda ürünleriyle ilgili de çalışmamız var" diye konuştu. -Gıda güvenliği- Eker, bir gazetecinin gıda güvenliğiyle ilgili olarak, "Şu anda gıda denetimi konusunda personel sıkıntısı var mı? Vatandaşlar gönül rahatlığıyla gıda tüketebilir mi?" sorusu üzerine şunları kaydetti:

"Zaman zaman maalesef reklam amacıyla veya ne olduğunu iyi bilmediğimiz, toplumu rahatsız edecek beyanatlar verilebiliyor. Laboratuvarlarının tanıtımını yapacaklar diye reklama dönük bazı şeyler söyleniyor ama bunun kamuoyunu ne kadar etkileyeceği düşünülmüyor. Türkiye'de yılda 3 bin 500 civarında gıda denetimi yapılıyor. 5 bin personel var denetimle ilgili. Buna ilave olarak 2009'dan bu yana bakanlık olarak Alo 174 özel telefon hattı kurduk. Oraya gelen 50 binin üzerindeki şikayet de titizlikle değerlendiriliyor. Türkiye, geçen yılın haziran ayında çıkardığımız yasayla Avrupa Birliği'nin gıda güvenliğiyle ilgili standartlarını benimsedi ve bunu uyguluyor. Elbette Türkiye gibi on binlerce işletmenin imalat yaptığı, binlerce satış noktasının bulunduğu yerlerde münferit bazı yanlışlar olabiliyor. Bunları ortaya çıkarmak, bununla ilgili denetimleri sıklaştırmak ve toplumu bunların zararlarından korumak için bütün gücümüzle çalışıyoruz. 13 Aralıkta yeni bazı adımlar atılıyor. Son yönetmeliğimiz çıkacak. Eskiden örneğin firma adı yasalar gereği açıklanamıyordu, onun önü açılıyor. Bir firma toplum sağlığını tehdit eden bir ürün üretmişse, bundan dolayı ceza almışsa bunun bilgisinin toplumla paylaşılmasının önü açılıyor.'