Türk Tarım Orman Dergisi birbirinden önemli konukları ağırlamaya devam ediyor. Derginin bu sayısında önemli spor spikerlerinden Erdoğan Arıkan konuk oldu. Arıkan, spor ve tarımla ilgili soruları cevapladı.
Haber: Müge ÇEVİK - Cem BAYAN
Kamera - Fotoğraf: Mehmet OĞUZ
Türk Tarım Orman dergisi her sayısında birbirinden renkli konukları ağırlamaya devam ediyor. Derginin bu sayısının konuğu ise TRT Spor’da görev yapan ve Türkiye’nin önemli spikerlerinden Erdoğan Arıkan oldu. Müge Çevik’in sorularını yanıtlayan Arıkan, spor ve tarımla ilgili görüşlerini paylaştı.
“Sağlıklı tarım, hayat ve gelecek demek”
Arıkan tarımla ilk tanışmasıyla alakalı “Tarım sadece benim için değil herkes için çok şey ifade ediyor. Sağlıklı bir tarım, sağlıklı bir hayat, sağlıklı bir gelecek demek. Bu anlamda da tarıma çok önem verilmesini bekliyorum. Benim tarıma önem vermem çok bir şey ifade etmiyor belki ama genel olarak tarıma verilen önem beni mutlu ediyor. Bu anlamda Bakanlığın çalışmalarını da biliyorum, çok güzel çalışmalar var. Benim özelime bakacak olursak, benim tarımla ilgim şöyle: Ben Sakaryalıyım ve Sakarya bir tarım kenti. Adapazarı’nda tarlalarda çocukluğumuzda annemle birlikte tarlaya gittiğimizi hatırlıyorum. Annemler ailecek çalışırlardı ve biz de onların yanında dururduk. Ağırlıklı olarak mısır ve buğday yetiştirirlerdi. Ayrıca bahçede akrabalarımız domates salatalık yetiştirirlerdi ve o tadı ben hala özlüyorum. Domates kokusunu özlüyorum ve domates kokusunu bilmek bence çok başka bir şey. İnsanların çocukluğundan taşıyabilecekleri güzel anılar vardır. O domates kokuları benim hep burnumda tüter.” samimi ifadeler kullandı.
İşi severek yapmak önemli!
Arıkan ayrıca spor ile çalışma sistemini de anlatarak “İnsanların maçı izlerken yaşadıkları heyecan, coşkuyu düşünerek sunmuyorum ben maçı. Ben bu mesleği iyi yapmam gerektiğini düşünerek sunuyorum. Dediğiniz çok doğru, hazırlanmak gerekiyor. Maça iyi hazırlanmak gerekiyor. Yani takımları incelemek, futbolcuları bilmek gerekiyor. Futbolcuların geçmişleriyle ilgili araştırma yapmanız gerekiyor. Ama bunların hepsi çok kolay şeyler artık. İnternet çağında bu bilgilere çok kolay ulaşabiliyorsunuz. Ama bu bilgileri bazen hiç kullanmıyorsunuz maçta. Yani bütün futbolculara çalışıyorsunuz, sayfalarca bilgi çıkarıyorsunuz ama maç öyle bir maç oluyor ki alıyor sizi götürüyor. Hiç bilgi vermenize gerek kalmıyor. Bazen de öyle bir maç oluyor ki, çok yetersiz futbol oynanıyor ya da futbol severleri çok heyecanlandıracak bir oyun oynanmıyor. İşte o zaman o bilgilere başvuruyorsunuz. Maçı benim yaşadığım heyecanla futbolseverin yaşadığı heyecan farklı oluyor ve o maçı ben farklı yaşıyorum. Yani ben bir mesleği yapmanın heyecanını ve o maçı doğru aktarmanın heyecanını yaşarken, seyredenler kazanıp kaybetmemenin, tuttukları takımın maçı kazanıp kazanamayacağının heyecanını yaşıyorlar. Ama işin bu yönü beni çok ilgilendirmiyor. Kimin kazandığından çok orada olup biteni iyi aktarmanın telaşıyla ve heyecanıyla hareket ederiz biz.” dedi.
Okullar spor bilincini geliştirmek için önemli
Arıkan çocukların beslenme ve beden sağlığı ile alakalı olarak da “Bu işin tek çözümü şu; ilköğretimden itibaren çocuklar okula adımını attığında onu Sınıf Öğretmeni değil, Beden Eğitimi Öğretmeni karşılayacak. Çünkü bir çocuk düşünün altı yaşında, mahallede, sokakta ya da evinde oynarken, tam oyun çağında bir okulun, bir disiplinin içinde buluyor kendisini. Ondan sonra birden bire dersler başlıyor. Siz bu çocuğa hayatını böyle değiştirdikten sonra, 5 sene 10 sene okuttuktan sonra spora yönlendiremezsiniz. Kolay iş değil. Beden Eğitimi öğretmeni onlarla oynayarak, yavaş yavaş hem okula ısındırsın hem sporu ve spor kültürünü öğretsin. Biz sadece futbol kültürünü öğrenen çocuklar görüyoruz şimdi. Asıl işin kötüsü şu bence; eskiden çocuklar şimdi futbol oynamadan futbol oynuyorlar, evlerinde bilgisayarın başında oynuyorlar futbolu artık. Öyle olunca da ben şimdi çocuklara bakıyorum çok da sağlıklı görünmüyorlar, kilo problemi olan çok fazla çocuk var. İlköğretimden itibaren spor kültürünü vermemiz lazım; ama futbol kültürünü değil, spor kültürünü vermemiz lazım. Eğer o kültürü verebilirsek o çocuklar büyüdükleri zaman basketbolu da bilirler voleybolu da bilirler, eskrimi de bilirler, futbolun dışındaki diğer branşlarla da ilgilenirler. Ama biz hep onları sınava hazırlayan bir sistemle hayata hazırlıyoruz. Biraz sporun uzağında kalıyorlar. Beden Eğitimi dersleri saat olarak çok yetersiz. Asıl önemli olan nokta bu bence. Hem beslenme hem spor eğitimi birlikte yürümeli.”
Erdoğan Arıkan ile yapılan röportajın tamamı Türk Tarım Orman Dergisi’nin son sayısında yer alıyor.
spor
Erdoğan Arıkan
beslenme
konuk