Yağış azlığı görülen dönemlerde suyun verimli kullanılması ve tarımsal faaliyetlerin olumsuz etkilenmemesi için alınacak tedbirler değerlendirildi.
Yağış azlığı görülen dönemlerde suyun verimli kullanılması ve tarımsal faaliyetlerin olumsuz etkilenmemesi için alınacak tedbirler değerlendirildi.
Gümüşhane Üniversitesi Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Melih Okçu, kuraklığın tanımının yapılarak toplum bilincinin artırılmasına yönelik çalışmaların hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Yrd. Doç. Dr. Okçu, Birleşmiş Milletler'in Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi'ne (UNCCD) göre kuraklığın, yağışın normal düzeyinin oldukça altında olduğu zamanlarda varlığını hissettiren ve arazi kaynaklarının üretim sistemlerini olumsuz yönde etkileyerek, ciddi dengesizliklere yol açan doğal oluşumlu bir olay olduğu yönünde tanımlandığını belirtti.
Kuraklıkla ilgili detaylı ve geniş çaplı araştırmaların yapılması gerektiğini vurgulayan Okçu, "Kar, toprağın mayasıdır. Bu yıl yeterli kar yağışı olmadı. Kar, suyun ana kaynaklarından birisidir." dedi. Kışın gerçekleşen kar yağışının, yazın üreticilere çok büyük faydasının dokunduğunu aktaran Okçu, sonbahar aylarında yapılan hububat ekiminin ardından bitkinin toprak üzerine çıktığında üzerine yağan kar'ın bir yorgan vazifesi gördüğünü herhangi bir olumsuzluğa karşı ürünü koruyabildiğini aktardı.
Okçu, kuraklık konusunda şu anda öyle bir sıkıntının olmadığının söylendiğini fakat buna rağmen çok iyi bir su yönetimi planlaması yapılması gerektiğini belirtti. Üreticilerin salma sulama sisteminden vazgeçerek damla sulama sistemine geçmeleri gerektiğini, suyun gerektiği kadar kullanılmasını ve israftan kaçınılmasını dile getiren Okçu, "Su bizim için vazgeçilmez en önemli kaynağımızdır. Artık 'ne kadar fazla sularsam o kadar fazla ürün alırım' anlayışından vazgeçmeliyiz." dedi.
Yağış Azlığıyla Mücadele Yöntemleri
Yrd. Doç. Dr. Melih Okçu, kuraklık karşısında etkin su kullanımının öneminin toplumun her kesimine anlatılması ve aktarılması gerektiğini belirterek, üretim yapılan yerlerde özellikle sulamaya ihtiyaç duyulan bitkilerde kurağa toleranslı genotiplerin geliştirilmesi; mısır, soya fasulyesi, patates ve ayçiçeğinde de aynı işlemlerin yapılması gerektiğini kaydetti.
Kuru alanlarda da yetişecek mercimek, nohut, yem bitkileri ve buğday gibi ürünlerin en iyi şekilde geliştirilerek tarıma aktarılması ve kuraklığa karşı tarımsal üretimi garanti altına almak için sulama imkânlarının artırılması gerektiğini vurgulayan Okçu, "Uygun yetiştirme teknikleri geliştirilmeli ve bölgede yetiştirilen ürün deseni de dikkate alınarak bitki toleransı üzerinde çalışmalar yapılmalıdır" dedi.