Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda, editör ve muhabirlerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı, son dönemdeki gelişmeleri değerlendirdi.
Anadolu Ajansının editör ve muhabirleriyle bir araya gelen Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Et ve Süt Kurumunun (ESK) marketlere uygun fiyatla et satışıyla fiyatları regüle ettiklerini belirten Bakan Fakıbaba "Fiyatlarda en lüks lokantalarda bile 5 lira civarında düşüş oldu." dedi.
Fakıbaba, küçükbaş hayvan eti tüketiminin toplam kırmızı et tüketimi içindeki payının yüzde 10 civarında olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"İnşallah biz bunu 2018'de yüzde 15'e çıkarmayı planlıyoruz. Esas hedefimiz de yüzde 25'tir. Çünkü biz gençliğimizde dana eti bilmezdik, kuzu eti yerdik ve hakikaten kuzu eti de çok lezzetlidir. Maalesef gençlerimiz şu anda küçükbaş hayvan azlığından ve yaylaların hayvancılığa kapalı olmasından dolayı etin lezzetini tam alamadılar, bu zevkten mahrum kaldılar. İnşallah hamlelerimizle ve yaylalarımızın, kışlaklarımızın serbest olmasıyla bunu aşacağımıza inanıyorum."
Tarım ve hayvancılıkta esas kalemlerin mazot ve yem olduğuna işaret eden Fakıbaba, 63 destek kalemi bulunduğunu, Bakanlığın bu konudaki çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi.
Fakıbaba, desteklerin "mazot", "yem" ve "diğerleri" olarak değerlendirilmesinin işletmelere daha büyük katkısının olacağına inandığını dile getirdi.
Kendilerinin yanı sıra aynı kalemleri destekleyen en az 6-7 bakanlık olduğunu anımsatan Fakıbaba, "Bu desteklerin bir havuzda toplanıp, illerin nüfusuna göre dağıtılmasında çok büyük fayda görüyorum." ifadesini kullandı.
Fakıbaba, Başbakan Binali Yıldırım ile yarın bir araya geleceklerini ve konuyu kendilerine ileteceğini ifade ederek, "Bu destekleri biz, mazot, yem ve diğerleri şeklinde düzenleyebiliriz. Tabii ki arıcılık ve su ürünlerinde desteklerden vazgeçmemiz mümkün değil. Çalışmalarımız son safhaya geldi." dedi.
Kredi borçlarını ödemede gecikme yaşayan çiftçiler için daha önce bir yıl erteleme yapıldığını hatırlatan Fakıbaba, geç kalan çiftçilere bir fırsat daha verme konusunu Maliye Bakanı Naci Ağbal ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ile görüşebileceklerini bildirdi.
Fakıbaba, kırmızı et fiyatlarına ilişkin soruya ise şu yanıtı verdi:
"Et fiyatlarını regüle ettiğimiz kesin. Et fiyatlarında en lüks lokantalarda bile 5 lira civarında düşüş oldu. Gittiğimiz her yerde şunu söylüyorlar, 'Allah razı olsun, mutfağımız şenlendi.' Öğrenci arkadaşlarımız teşekkür ediyorlar. Bazı kesimleri kasıtlı olarak ayaklandırmak isteyen bir grup da var. Ben onları da çok iyi görüyorum, anlayışla da karşılıyorum. Eskiden farz edelim 10 lira kazanırken şimdi bu kardan 5 liraya düştü. Bu bağlamda bazı sıkıntılar olabilir. Mesela diyorlar ki, 'Ciğer fiyatları arttı', ciğer fiyatlarındaki artışı anlamak mümkün değil."
Türkiye'de geçen sene 1 milyon 250 bin ton et tüketildiğini kaydeden Fakıbaba, bu rakamın 2018'de 1 milyon 350 bin ton olacağının öngörüldüğünü bildirdi.
Et ithalatını piyasadaki fiyatları regüle etmek ve vatandaşların uygun fiyatla et tüketimini sağlamak amacıyla yaptıklarını vurgulayan Fakıbaba, iki zincir mağazaya aylık 5 bin ton civarında gövde karkas eti satışı gerçekleştirdiklerini, bunun da piyasa ihtiyacının yüzde 5'ine tekabül ettiğini söyledi.
Fakıbaba, esas amacın dar gelirli insanları proteinle buluşturabilmek olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
"Kasap arkadaşlarımız şunu diyorlar, 'Allah razı olsun, eskiden insanlar gelip 100 gram et alırken, şimdi hiç olmazsa marketten yarım kiloluk et alıyorlar ve biz de çok mutlu oluyoruz. Fiyatlarımızda biraz düşüş oldu ama sürümde artış oldu, daha fazla kazanıyoruz. Bu bağlamda bizim bir problemimiz yok.' Buna karşın ciğer fiyatını artırmak isteyenler bahane ediyorlar. Yüzde 5 ile ciğer fiyatı nasıl artar ben anlamış değilim."
Söz konusu et satışlarında bazı değişikliklerin yapılması gerektiğine işaret eden Fakıbaba, iç piyasadan et alınabileceğini bildirdi.
Fakıbaba, "2018'de besilik hayvan getirmekten vazgeçebiliriz, kasaplık hayvan getirebiliriz. İç piyasayı da canlandırmak adına eğer üreticilerimiz çok fazla fiyata kaçmamak kaydıyla... Çünkü biz 'Milli Tarım Projesi' diyoruz, belki de hiç ithalat yapmadan yerel besi hayvanlarıyla hastalık oranlarını, buzağı ölüm oranlarını düşürmekle bütün ihtiyaçlarımızı iç piyasadan da karşılayabiliriz. Bunlar zaman ve karşılıklı güven meselesi." dedi.
Kırmızı et ithal etme taraftarı olmadığının altını çizen Fakıbaba, şunları kaydetti:
"Yerli üreticiden alırım ve hiç para kazanmadan, belki de sütte olduğu gibi etin fiyatını regüle ederek, zarar da olsa yüzde 5'lik kısmı yerli üreticiden telafi edebilirim. Bu bağlamda bizim yerli üreticiye, besiciye saygımız var ama biz istiyoruz ki hem üreteciler hem tüketiciler kazansın. Tüketiciler de kendi bütçelerine göre et yiyebilsinler. Bonfile, pirzola fiyatıyla ilgilenmiyorum. 250 lirası olan gitsin alsın ama benim halkımın kıymaya ve gerçekten kuşbaşı ete ihtiyacı var. Ben bunu regüle etmek zorundayım. Bu alanda da biz buzağı ölüm oranlarını düşüreceğiz. Özellikle düve konusunda ithalatımızı artıracağız, danayı çoğaltacağız. Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. 5 yıl önce bazı Avrupa ülkeleri vardı, şimdi biz onlardan et ithal ediyoruz. Bunlar 5 yıl önce kendileri ithal ediyorlardı. Onlar başarıyorlarsa biz Türkiye Cumhuriyeti olarak neden başaramayalım? Biz başaracağız. Zaman vermek istemiyorum ama Türkiye kesinlikle et ithal etmeyecektir, inanarak söylüyorum ihraç eden ülkelerden birisi haline geleceğiz."
GTHB
bakan fakıbaba
AA
et fiyatları