Tarım Ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, 2011 Yılı Yaş Çay Taban Alım Fiyatını, 98 Kuruş, Destekleme Primini De 12 Kuruş Olmak Üzere Toplam 1 Lira 10 Kuruş Olarak Açıkladı.
HABERİN VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Çaykur Genel Müdürlüğünde düzenlenen "2011 Yılı Yaş Çay Alım Kampanyasının Açılışına katıldı. Bakan Eker, üreticilerin tarım sektöründe daha çok gelir elde etmelerini sağlamak, üretimi artırmak ve verimli hale getirmek için gayret içinde oldukları söyledi.
Rizeli çiftçilerimize 769 milyon lira tarımsal destek Bakan Eker, tarımsal destekleme politikasını değiştirdiklerini belirterek, "2002 yılında Rize'de üreticilere doğrudan gelir desteği adı altında 3 milyon 100 bin lira para veriliyordu. Çaya prim verilmiyordu ve diğer desteklemelerde son derece sınırlıydı. Geçen yıl Rize'deki üreticilere prim ve diğer desteklemelerle birlikte toplam 148 milyon 500 bin lira nakit destek verdik. 2003 yılından bu yana Rizeli çiftçilerimize verilen toplam destek miktarı 769 milyon lira" dedi. Türkiye, kuru çay üretiminde dünyada beşinci sırada Çayın kendileri açısından, Doğu Karadeniz ve Rize için çok önemli olduğunu vurgulayan Bakan Eker, şunları söyledi: "20. yüzyılın sonlarında faaliyete geçen çayda, ülkemiz bugün itibariyle dünyadaki üretim alanlarının yüzde 3,3'üne sahip. Türkiye'de 763 bin dekar alanda 1 milyon 300 bin ton üretim yapılıyor. Bu 2002 yılında 850 bin ton civarındaydı. Kuru çay üretimi de 137 bin tondan 238 bin tona çıktı. Sadece kuru çayda 100 bin tondan fazla üretim artışı meydana geldi. Bu dönem içinde Türkiye'de hem verimlilik, hem yaş çay hem kuru çay üretiminde ciddi bir artış oldu. Ortalama verim dekar başına bin ile bin 500 kilo arasında. Türkiye çay tarım alanlarının genişliği bakımında dünyada 7, kuru çay üretimi bakımından 5, kişi başına tüketim bakımından 4. sıradayız. Dünyada an çok çay içen 4 ülkeden biri Türkiye. Son yüzyılda üretim alanı olmasına rağmen bu seviyeye gelmiş olması çok anlamlı." Çay üreticisini koruyor, destekliyoruz Bakan Eker, çay üretiminde Rize'nin yüzde 60'dan fazlasını, Trabzon'un yüzde 24, Artvin'in yüzde 11, diğer kısmını da Giresun ve Ordu illerinin karşıladığını anlatarak, şöyle devam etti: ''Bizim için özel ürün hüviyetinde olan çayın üretiminin artırılması, daha iyi işlenmesi, daha iyi ihracat imkanlarına kavuşması için gümrükler yoluyla çay ticaretini düzenliyoruz. Çayda gümrük vergisi yüzde 145 seviyesinde. Böylece çay üreticisini, yerli üreticiyi dünya üretimine karşı koruyor, destekliyoruz. Yeni pazarlar bulmamız, kaliteyi artırmamız, ürün çeşitliliğine gitmemiz, verimliliği artırmamız, avantajlarımızı iyi kullanmamız durumunda çayın giderek daha verimli, daha düşük maliyetli bir üretimle sürdürülmesi mümkün hale gelir. Aslolan üretimi tek başına yapmamız, bunu yüksek desteklerle ayakta tutmamız değil, sürdürülebilir tutmamızdır. Bunun için gerekli tedbirleri hep birlikte almalıyız. İklim avantajlarımız var. Seylan, Hindistan çayına göre Rize çayının önemli avantajı var. Onlar iklim gereği ilaç kullanmak zorundalar. Bu riskli bir durum ve sağlıklı değil. Biz ilaç kullanmak durumunda kalmadan çayımızı üretiyoruz. Bu avantajı iyi kullanmalıyız.'' Üretici sayısında önemli bir artış olmadığı halde çay üretiminde artış sağladıklarını ifade eden Eker, ''Hükümet olarak üreticiyi daha iyi gelirle buluşturmak için bir takım tedbirler aldık. Hükümete geldiğimizde çay fiyatı 2002 yılında 32 kuruş idi, pirim yoktu. Biraz budama tazminatı vardı. Geçen yıl çay fiyatı prim dahil 1 lira oldu. Bu psikolojik eşikti. 2003 yılında yüzde 40 artış, 2004 yüzde 31 artış, ondan sonra yüzde 11, 12 gibi... Çünkü enflasyon düştü. Böylece bu yıla geldik'' diye konuştu. Çay için 768 milyon liralık prim ödedik Bakan Eker, çaya ilk kez kendi dönemlerinde prim ödemesi başlatıldığını belirterek, şöyle konuştu: "Çay için bugüne kadar toplam 768 milyon lira prim ödemesi yaptık. 2010 yılı için üreticilere 123 milyon lira ödeme yapıldı. Özel sektöre çay veren üreticilerimizin priminde sorun vardı. Onu da Başbakanımızın özel talimatı ile çözdük ve 26 milyon lira ek prim ödemesi gerçekleşti. Budama tazminatı uygulaması ile günümüze kadar 372 milyon lira ödendi. Uygulama halen devam ediyor. 2003-2011 yıllarında prim ve budama tazminatı ile ilgili 1 milyar 140 milyon lira çay için ödeme gerçekleşti. Çay üreticilerinin arazi ile ilgili, miras yolu ile bölünmeleri ile ilgili bazı sorunları var. Gelecek yıllara yönelik çay alanlarının yeniden ruhsatlandırılmasına yönelik çalışma başlattık. Bunu da önümüzdeki dönemde çözeceğiz. Kesin bir şekilde çözülmesi gereken bir sorundu." Ulusal Çay Konseyi kuruldu Türkiye için önemli olan 9 ürünle ilgili, özel ürünlerle ilgili ürün konseyi kurduklarını dile getiren Bakan Eker, "Bunlardan biri de Ulusal Çay Konseyi idi. Bakanlığımızca Ulusal Çay Konseyine çay rekoltesi tespit etme yetkisi verdik. Bu sadece danışma konseyi değil, rekolte belirleme yetkisi verdik. Fiilen işin içinde olması için" dedi. Bakan Eker, ÇAYKUR'un Türkiye'nin en önemli şirketlerinden birisi olduğunu, büyük ölçüde giderlerini gelirlerinden karşılayan, yetmediği yerde Hazinenin destek verdiği bir kuruluş olduğunu anlatarak, şöyle konuştu: ''ÇAYKUR bu çalışmaları yaparken ekonomik analizler yapıyor. Biz hükümet olarak bir şeye önem veriyoruz. Bunu sadece ekonomik maliyet unsuru olarak görmüyoruz. Görseydik maliyetlerin üzerinde fiyat politikası izlemezdik. Çayın kilogram başına maliyeti 2002 yılında 24,9 kuruştu. 2010 yılında 70 kuruş maliyet vardı. Bu yıl 74 kuruşluk maliyeti var. Bu da bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 5'lik bir maliyet artışı getiriyor. 2010 TÜFE artışı yüzde 8,57'dir. Bu esas alınıyor. 2002 yılında çay fiyatı 32 kuruş iken dolar karşılığı 22 cent idi. 2010 yılındaki yaş çay fiyatı primle birlikte 1 lira, dolar karşılığı 65 cent idi. 2002 yılına göre bizim verdiğimiz fiyat artışı yüzde 213'dür. Dolara göre artış ise yüzde 195'dir. Haziran ayı içinde bir ödeme gerçekleştirilecek. Bütün bunları dikkate alıyoruz. Bu yıl fiyat 98 kuruş, prim de 12 kuruş olmak üzere 1,10 kuruş olacak. Bir önceki yıla göre artış yüzde 10'dur. Enflasyonun yüzde 8,5, maliyetin yüzde 5 arttığı bir dönemde imkanlar ölçüsünde ÇAYKUR olarak en iyi fiyatı sağlamaya çalıştık.''