Bakan Eker: "tohumculuk Kanunu Üreticilerimiz İçin Önemli"

13 January Thursday, 2011
Tarım Ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Tohumculuk Kanununun Bazı Hükümlerinin İptali Ve Yürütmesinin Durulması İstemiyle Açılan Davada, Sözlü Açıklamada Bulundu -bakan Eker: ''yetki Devri Noktasında Bir Endişe Var. Esasen Anayasanın 47. Maddesi Buna Cevaz Veriyor'' Dedi.
Bakan Eker:

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, yurt içinde sadece kayıt altına alınmış çeşitlere ait tohumlukların üretim ve ticaretine izin verilmesini öngören Tohumculuk Kanunu'nun bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde açılan davada, mahkemeye sözlü açıklamada bulundu. Mahkemeden ayrılırken gazetecilere açıklama yapan Eker, tohumculuk kanununun 2006 yılı sonunda çıktığını, 2007 başında da CHP grubu tarafından davanın açıldığını hatırlattı. Kanunun Türkiye'de tohumculuk sektörünün geliştirilmesi yönünde büyük önem taşıdığını kaydeden Bakan Eker, şu görüşleri dile getirdi: ''Son 4 yılda, bu kanunun uygulamaya girmesinden bu yana, Türk tohumculuk sektörü eskiye kıyasla çok önemli mesafe katetti. Hem üretim arttı, hem sektörün yapılanmasıyla ilgili önemli gelişmeler sağlandı. Türkiye'nin tohumluk üretiminde çok ciddi bir artış meydana geldi. Yeni tohum çeşitleri geliştirildi. Bu manada da Türkiye tohumculuk sektörünün dışa bağımlılığı azaldı. Tohumluk ihracatı artış gösterdi. Bunlarla ilgili açıklama yaptık. İtiraz edilen husus özellikle bu kanunun 15. maddesiyle ilgili. Yine, 6, 7 ve 8. maddeleriyle ilgili. Orada bir yetki devri söz konusu, onun bir endişesi var, dilekçede o belirtilmiş, onunla ilgili açıklamamızı da yaptık.'' Bakan Eker, bunun yürürlükteki yasalarla bir çok sektörde yapılan yetki devri işleminden mahiyet itibariyle hiçbir farkı olmadığını düşündüklerini belirterek, devletin teknik anlamda ''çok ayrıntılı, çok uzun süreli, çok büyük bir işgücü gerektiren denetim faaliyetlerini kendisinin yapmasının mümkün olmadığını'' söyledi. Bakan Eker, şöyle devam etti: ''Yani düşünün 10 binlerce hektar alanda ülke genelinde bir buğday tohumluğu üretiliyor, her biri ayrı bir yerde ve sizin bunların her birini çok kısa bir zaman dilimi içinde denetlemeniz gerekiyor, bu mümkün değil. Süre olarak, altyapı olarak, teknik kapasite olarak... Dolayısıyla bunu denetim esasları sizin tarafınızdan belirlenmek kaydıyla bu faaliyetlerin kontrollerin bir kısmını ilgili kuruluşlara devretmeniz gerekiyor. Kanunda esasen öngörülen odur. Benzeri kanunlar da var. Esasen anayasanın 47. maddesi de zaten buna cevaz veriyor. Bu konularla ilgili açıklamalarımızı yaptık.'' Tohumculuk sektörünün sağladığı gelişmeye ilişkin Mahkemeye bilgi sunduklarını kaydeden Eker, ''Tabii takdir onların, değerlendirmelerini yapacaklar'' dedi. Banvit ve Koç Holding'in, et ithalatına tepki olarak, hayvansal üretimi bıraktıklarına dair açıklamalarının sorulması üzerine de Bakan Eker, şu yanıtı verdi: ''Bu firmalar tabi ticaret yapıyorlar. Daha çok karı nerede görürlerse oraya yöneliyorlar. Muhtemelen daha çok karla ilgili bir şey bu. Geçmiş dönemde üreticilik faaliyetlerinden çok büyük kar yaptıklarını biliyoruz. Ayrıca bu sektörden çıkmıyorlar, anladığım kadarıyla Banvit 'ben ithalat yapacağım' diyor. Biz Türkiye'de orta, uzun ve kısa vadeli olarak hayvancılık sektörünün gelişmesi, tüketicinin ucuz ve kaliteli ürüne erişmesini temin için tedbirler aldık. Bu tedbirler çerçevesinde kısa vadede piyasayı dengelemek maksadıyla aldığımız ithalat tedbirleri var. Piyasa dengeleninceye kadar bu devam edecek. Eğer birisi 10-11 liraya karkas eti alıp, 25 liraya satıyorsa bunu milletimiz görüyor. Dolayısıyla buna bizim fırsat vermememiz gerekiyor.'' Bakan Eker, bu anlamda orta ve uzun vadede Türkiye'de üretimin geliştirilmesi için tedbirler aldıklarını belirterek, bunlardan birinin faizsiz kredi vermek olduğunu ifade etti. Ağustos ayından bu yana 3 milyar 600 milyon liranın üzerinde bu şekilde kredi kullandırıldığın kaydeden Eker, bunun 1,5 milyar liralık kısmının besicilik ve et üretimiyle ilgili olduğunu belirtti. Eker, 20 binin üzerinden insanın bu kredileri alıp yatırım yaptığını ifade ederek, şöyle konuştu: ''Ayrıca büyükbaş hayvan yetiştiriciliği için, küçükbaş hayvan yetiştiriciliği için, etçi sığır yetiştiriciliği ve mandacılık için de yine 2 milyar liranın üzerinde kredi kullandırıldı. Bunların süresi 7 yıldır. Faizsiz olarak bu imkanı sağladık. 7 yılda aldığı parayı geri ödeyecek, ilk iki yılı ödemesiz. Bunlar, Türkiye'de hayvancılık sektörünü büyütmeye, orta ve uzun vadede Türkiye'nin üretim gücü ve potansiyelini artırmaya yönelik yatırımlardır. Bizim işimiz Türkiye'de vatandaşlarımızın, tüketicilerimizin ucuz ete ulaşmasını sağlamaktır. Firmalar kendileri kar zarar hesabını yapar, nerede daha fazla kar görüyorsa oraya gider. Bizim açımızdan durum bu. Türkiye'de asıl olan onbinlerce üreticidir. Bunlar şu anda üretimlerini sürdürüyor. Dolayısıyla bizde o üreticilerin üretimlerine devam etmesi için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz."