Bakan Mehdi Eker, Kocaeli'de içinde at hastanelerinin de olduğu bir dizi tesisin açılışını yaptı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'la birlikte Kartepe ilçesinde Kocaeli Hipodromu, Kartepe Atçılık Meslek Yüksek Okulu ile 10 ilde yapılan 11 at hastanesinin toplu açılışı törenine katıldı.
Eker, kendi hükümetleri döneminde mevzuat değişiklikleri yapmak suretiyle sektörün önünü açtıklarını, bunun da sektöre verdikleri değeri göstermesi açısından son derece önemli olduğunu vurguladı. Bakan Eker ayrıca “Türkiye artık atçılıkta uluslararası alanda söz sahibi bir ülke haline geldi" dedi.
Kartepe ilçesinde Kocaeli Hipodromu, Kartepe Atçılık Meslek Yüksek Okulu ile 10 ilde 11 at hastanesinin toplu açılış töreninde konuşan Eker, atçılığın sadece müşterek bahisten ibaret bir faaliyet olmadığını belirterek, atçılığı bir zümre sporu olmaktan çıkarıp, tüm halkın en yüksek katıldığı bir sportif faaliyete dönüştürmenin çabası içinde olduklarını söyledi.
Atçılığın Türkiye'de uzunca bir zaman belirli bir zümreye ait faaliyet alanı gibi algılandığını dile getiren Eker, doğru bulmadıkları bu algıyı değiştirmek için projeler geliştirdiklerini ve yeni politikaları hayata geçirdiklerini vurguladı.
Bakan Eker, şöyle devam etti:
"Hükümetimiz döneminde mevzuat değişiklikleri yapmak suretiyle sektörün önünü açtık. Buna verdiğimiz değeri göstermesi açısından son derece önemli. Türkiye artık atçılıkta uluslararası alanda söz sahibi bir ülke haline geldi. Türkiye artık Asya Yarışçılık Federasyonu'nun bir üyesi. Yine, Avrupa Akdeniz Yarışçılık Federasyonu'nun kurucu üyesi ve başkan yardımcılığı görevini yürütüyor. Hem Asya hem Avrupa'da üye olan tek ülke Türkiye. Bizim bundan sonraki süreç içerisinde uluslararası alanda atçılıkla ilgili görünürlüğümüzü arttırma ve bu alanda tarihin bize yüklediği misyonu da atalarımızdan devraldığımız mirasın hakkını vermek konusunda da çaba içerisinde olmak durumundayız."
Özellikle son 10 yılda Türkiye Jokey Kulübü'ne aktardıkları mali imkânların geliştirildiğine dikkati çeken Eker, dolayısıyla bu imkânlarla ve yasal düzenlemelerle de bugün sektörün çok daha iyi bir noktada olduğunu ifade etti.
"Sadece At Yarıştırmak Değildir Bizim Gayemiz"
Atçılığın, "tarihimizin, kültürümüzün ve edebiyatımızın" önemli bir varlığı olduğunu belirten Bakan Eker, şunları kaydetti:
"Atla ilgili uzun zamanları içine alan bir stratejik yaklaşımımızın olması gerekiyor. Sadece at yarıştırmak değildir bizim gayemiz. Atçılık bundan ibaret olmamalı. İyi atlar yetiştirmek önemlidir. Islah etmek, nesli iyileştirmek ve bu ıslah edilmiş iyi atların sayısını arttırmak, çoğaltmak, üretmek ve bunları dünya piyasasına satmak suretiyle bizim atçılık sektörünü geliştirmemiz mümkün. Yarıştan ibaret bir şey değil. Yarışların da aynı şekilde bunu biz kültürün bir parçası haline dönüştüreceksek burada da mutlaka bir ürün çeşitliliğine gidilmesi gerekiyor. Sadece düz koşudan ibaret olmamalı. Mutlaka farklı kategorilerdeki yarışları da bizim geliştirmemiz lazım. 'Rahvan' kelimesi bizim kültürümüzün önemli bir kavramı ama Türkiye'de sadece mahalli at yarışlarında, ilçelerde rahvan at yarışları yapılıyor. Stratejimizin içinde bunların hepsinin olması lazım."
“Bizim dönemimizde, 10 yıl içerisinde 461 milyon lira sektöre kaynak sağladık. Bu çok önemli. 345 milyonu bunun tesis yatırımları, damızlık ihtiyacının karşılanması ve ıslahla ilgili bakanlığımız tarafından, ayrıca Türkiye Jokey Kulübü'nün yarış gelirlerinden de 116 milyon lira kaynak sağlandı. Toplamda 461 milyon lira burada sektöre kaynak aktarıldı" diyen Eker, aynı dönemde Diyarbakır ve Kocaeli'ne 2 yeni hipodrom, 10 farklı ilde 11 at hastanesi, 4 hipodromda gece yarışları için aydınlatma, 7 hipodromda hayvanlar için ilave barınak, yüksek vasıflı aygır alımları, pist yenileme çalışmaları ile ihtiyaç olan hipodromlarda LED ekran yapıldığını anlattı.
"Amacımız, Atçılığı Zümre Sporu Olmaktan Çıkarmak"
Bakan Eker, Bakanlığının Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne (TİGEM) ait 3 işletmesinde de atçılık faaliyeti yapıldığı bilgisini vererek, orada dünyanın en iyi safkan Arap atlarının yetiştirildiği 3 işletmenin olduğunu dile getirdi.
Oraların Osmanlı sultanlarının at yetiştirme çiftlikleri olduğunu anlatan Eker, şunları belitti:
"Orada safkan Arap atları yetiştirilir. Eskişehir Mahmudiye, Sultan Mahmud'undur, Malatya Sultansuyu da Sultan Abdülaziz'in döneminden kalmadır. Buralarda atçılık sporunu geliştirmek ve engelli vatandaşlarımızın tedavisinde kullanılmak üzere bu merkezlere atla tedavi merkezleri açtık. Amacımız bir zümre sporu olmaktan çıksın. At binmek, atla ilgilenmek öyle dışarıdan bakıldığı gibi sadece çok zengin insanların faaliyet alanı olmaktan çıksın. Herhangi bir yurttaşımız, bir memur da o mütevazi geliriyle mutlaka atlı sporla ilgilenebilecek imkanlara kavuşsun."
Kocaeli'de açılışı gerçekleştirilen tesislerle ilgili de bilgi veren Eker, şöyle devam etti:
"Bu alan 432 dönüm üzerine kurulu ve Türkiye'nin dokuzuncu hipodromu. Daha önce 2006 yılında bir idman merkezi olarak hizmete girmişti, ilave bina ve kum pistiyle yeniledik ve bin 600 metre uzunluğunda 20 metre genişliğinde kum pist ve 434 de atlar için ahır bulunmakta. Bugün itibarıyla gece yarışları başlayacak. Bu da önemli bir husus. Kartepe Atçılık Meslek Yüksekokulu önemli bir fonksiyon icra ediyor. 2006 yılından bu yana da engellilere atla terapi uygulamasını yönetiyor. Yani burası hipodromu, meslek yüksekokulu, hipoterapi merkezi ile birlikte bir atçılık kompleksi."
Türkiye'de gerek atçılıkta gerek tarım ve hayvancılıkta kendi hükümetlerinin dönemini bir değişim ve dönüşüm dönemi olarak tanımladıklarını dile getiren Eker, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bir strateji dahilinde yapıldı bunların hepsi. Hiçbirisi lalettayin yapılmış bir politikanın ürünü, proje değil. Hepsi bir stratejiye dayalı olarak yapıldı. AK Parti hükümetinin tarım politikası başından itibaren bu stratejiye uygun olarak yapıldı ve hamdolsun bu stratejinin doğru politikalarının sonucunu da Türkiye tarımsal milli gelirini 23 milyar dolardan 60 milyar dolara çıkarmak suretiyle bunun neticesini gördü. Bugün biz Avrupa ülkeleri içerisinde tarımsal hasıla bakımından, tarımsal üretim değeri bakımından bir numaralı ülke haline gelmiş durumdayız. Biz bunu dördüncü sıradan aldık buraya getirdik. Dünyada 11, 12'nci sıradayken 7'nci sıraya taşıdık. Bunun hepsi de bu stratejiye uygun. Benzeri bir şeyi de atçılıkta da uyguladık. Önemli mesafe sağlandı, bundan sonra bu politikaların devam etmesiyle de geleceğe doğru çok daha önemli bir aşamaya gelmiş olacağız."
Konuşmaların ardından, Adana, Ankara, Bursa, Diyarbakır, Elazığ, Eskişehir, İzmir, Kocaeli, Şanlıurfa ve İstanbul'da bulunan 11 at hastanesinin açılışı canlı yayınla aynı anda gerçekleştirildi.