Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, AA Editör Masası'na konuk olarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, AA Editör Masası’na konuk olarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Çözüm sürecine ilişkin değerlendirmede bulunan Eker, hükümet olarak hep pozitif davrandıklarını, konuyla ilgili sorunu tanımlayan ve gerekli reform adımlarını attıklarını söyledi. Eker, Türkiye'nin bu kadar tarihi ve kanlı bir meseleyi çözüme kavuşturma çabasının bazı kesimleri tedirgin ettiğini belirtti.
Sorunun sadece Türkiye değil, bütün Ortadoğu'yu ilgilendirdiğini vurgulayan Eker, Türkiye, İran, Irak ve Suriye etrafında şekillenen meselelerin çoğunun bundan kaynaklandığını söyledi. Eker, "Dolayısıyla bu mesele ne zaman çözülürse o zaman Ortadoğu'daki barışın, sükunetin sağlanması kolay olur" diye konuştu.
Ortadoğu üzerinde tarihi, stratejik hesabı olanların da bu işte parmağı olduğunu ifade eden Eker, terör örgütünün içindeki bazı unsurların birtakım bağlantıları bulunduğunu kaydetti. Eker, sürecin provoke edilmesi, sözlerin tutulmamasının altında hep bu duygunun olduğunu belirtti.
Çözüm sürecinin bölgedeki insanların, medeniyet havzasının tamamını ilgilendiren bir konu olduğunu belirten Eker, "O nedenle dikkatle, metanetle, sabırla, kararlılıkla, inatla, inançla sürdürmemiz gerekiyor” dedi.
Türkiye'nin, Rusya'ya gıda ve tarım ürünleri ihracatına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Eker, Rusya'ya özellikle yaş meyve sebze, narenciye gibi kalemler başta olmak üzere birçok gıda maddesi ve tarım ürünleri ihraç edildiğini ve söz konusu ihracatın yaklaşık 1,2 milyar doları bulduğunu söyledi.
"Enflasyonu değerlendirirken, tek başına bunu gıda fiyatları üzerinden açıklamak doğru değil, yetersizdir" diyen Eker, enflasyon sepetinde gıdanın yüzde 24-25 gibi bir payı olduğunu, sorunun, üretici ile tüketici fiyatı arasındaki makastan kaynaklandığını anlattı.
Türkiye'deki tavukların hijyen ve sağlık olarak yüzde 100 emniyet ve güvenle tüketilebileceğini ve 2006'da antibiyotiklere yem katılmasını yasakladıklarını, hormonun zaten kullanılmadığını söyleyen Bakan Eker, taklit ve tağşiş yapan firmaların açıklanmasının sonucunu alıp almadıklarının sorulması üzerine de teknolojinin gelişmesiyle en küçük yanlışlıkların bile tespit edilebildiğini kaydetti.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye'de hayvancılık meselesinin önemli olduğunu, Türkiye’de hayvansal üretimin tarımsal üretim içindeki payının olağanüstü düşük olduğunu vurgulayarak, toplam tarım desteklerinin yüzde 4'ünün hayvancılığa verildiğini söyledi.
Cumhuriyet tarihinde koyun ve keçinin ilk kez kendileri tarafından destekleme kapsamına alındığını belirten Eker, koyun ve keçinin gerçek değerini tanıyarak, oradan elde edilen etin ve sütün miktarını artırdıklarını, sığırcılığı verimli kılacak işletme modeli kurarak, daha çok desteklenecek projeleri hayata geçirdiklerini anlattı.
Türkiye'de 8 milyon tondan devraldıkları süt üretimini 18 milyon tona çıkardıklarını belirten Eker, bir hayvandan elde edilen süt ve et miktarının artırılmasını belirli aşamaya getirdiklerini kaydetti. Yem bitkilerinin ucuza getirilmesini destek kapsamına aldıklarını ifade eden Eker, suni tohumlama denilen yapay döllemeyle hayvanların ıslah edildiğini, 600 bin olan bu rakamı 4-5 milyona çıkardıklarını kaydetti.
Türkiye'nin 420 bin ton olan kırmızı et tüketiminin 1 milyon tona çıktığını söyleyen Eker, Türkiye'nin talebinin büyüdüğünü, nüfusun, turist sayısının, refahının arttığını, insanların daha fazla et tükettiğini ifade etti.
Gelişmiş ülkelerin, eti etçi ırktan, sütü sütçü ırktan aldığını anlatan Eker, "Biz, fukara işi yapıyorduk. Süt hayvanı alıyorsun, dişini sürüye katıyorsun süt alıyorsun, erkek yavrusunu da besliyorsun ondan et alıyorsun. İlk bakışta doğru gibi geliyor. Ama biraz daha derinden baktığımızda aradaki verim farkı, et açısından bir etçi ırka nispetle ilave 60 kilogram fazla et alırsın. Çünkü birinin kemiği iri eti az, ötekinin ise kemiği ince ve küçük ama eti fazla" dedi.
Küçük baş hayvan destekleriyle ilgili de bilgi veren Eker, çözüm süreciyle Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki meraların daha fazla ve verimli kullanılmasıyla ilgili ilave imkanlarının olduğunu, bunların Türkiye'de etçi sığır popülasyonunu, koyun ve keçiyi artırma çalışmalarıyla birleştirerek, bir takım projeleri hayata geçirdiklerini söyledi.
Türkiye'de hayvancılığın gerilediği algısının doğru olmadığını belirten Eker, "Artık kapalı sistem hayvancılık var. Yani dışarıda çok fazla görünmez. İki, bu işlerde her zaman bu işlerden kestirmeden ve kolay çözümlerle para kazanmak isteyen lobiler var. İthalat lobisi deriz biz bunlara. Bunlar da etkililer." dedi.