Anadolu propolisi 6 ülkede

Yaklaşık 5 yıl önce kurulan bir firma, ABD başta olmak üzere Güney Kore, Almanya, Hollanda, Suudi Arabistan ve Pakistan'a "Anadolu propolisi" satıyor.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Arı Teknokent'te yaklaşık 5 yıl önce kurulan bir firma, ABD başta olmak üzere Güney Kore, Almanya, Hollanda, Suudi Arabistan ve Pakistan'a "Anadolu propolisi" satıyor.
Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu, Taylan Samancı ve Aslı Elif Tanuğur tarafından KOSGEB destekli Ar-Ge projesiyle kurulan firma, "kovandan sofraya" prensibi ve "sözleşmeli arıcılık" modeliyle elde ettiği propolis, arı sütü, ham bal ve poleni, yurt içinde ve yurt dışındaki tüketiciye sunuyor.
BEE'O Genel Müdürü ve ortaklarından Tanuğur, oğlunun yaşadığı bağışıklık sorunu nedeniyle propolis ve arı sütü ile tanıştığını söyledi.
Propolisin Türkiye'de üretilmediğini ve Çin'den geldiğini öğrenince öncelikle oğlu için propolis üretmeye karar verdiğini belirten Tanuğur, "Bunun üzerine 6 ay kendi ürettiğim propolis özütü ve arı sütünü kullandım. Daha sonra bu ürünleri tüm annelere ulaştırma hayaliyle yola çıktım. Türkiye'de daha önce üretilmeyen propolisi yine Türkiye'de ilk kez 'sözleşmeli arıcılık' modeliyle ve proses yöntemini geliştirerek tüketime uygun hale getirdik." diye konuştu.
Tanuğur, "sözleşmeli arıcılık" modeliyle izlenebilir arı ürünleri üretimi gerçekleştirdiklerini dile getirerek şunları kaydetti:
"Bu modelle uzman ekibimizde yer alan ziraat mühendisleri kontrolünde, Bursa ve Balıkesir gibi ülkemizin farklı bölgelerinde yer alan arıcılarımızla sözleşmeler imzalıyoruz. Kovandan itibaren doğru arıcılık uygulamalarının hedeflendiği bir iş modeliyle hareket ediyoruz. Arıcılarımıza yerinde eğitimler veriyoruz. Ürünleri doğrudan arıcılarımızdan temin ediyor ve kontrollü koşullarda üretim yapılmasını sağlıyoruz. Türkiye'nin her tarafında, sözleşmeli arıcılarımız bulunuyor. Hedefimiz, 2 milyon kovanda propolis ürettirmek. Türkiye genelinde şu anda 500 sözleşmeli arıcı ve yaklaşık 100 bin arı kovanı ile çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ürün analizlerini İTÜ'deki laboratuvarlarda yapıyor ve tüketicilere izlenebilir, besin içeriği ve biyolojik aktivitesi korunmuş ürünler sunuyoruz."
Propolisin arıların bitkilerin yaprak, sap ve tomurcuklarından topladıkları antioksidan maddelerden meydana gelen doğal bir ürün olduğunu aktaran Tanuğur, "Arı, petek gözlerini önce propolisle kaplar, sonra üzerine balını, polenini, arı sütünü koyar. Böylece arının ürünleri kovanda bozulmadan saklanır. Biz, 2013'te İTÜ Arı Teknokent'te gerçekleştirdiğimiz Ar-Ge projesiyle propolisi insan tüketimine uygun hale getirerek içerisindeki antioksidan maddelerin maksimum düzeyde elde edilmesini sağlayacak özütleme yöntemini geliştirdik. Propolis için geliştirdiğimiz özütleme yöntemiyle 'TÜBİTAK TIGV TÜSİAD 2016 İnovasyon Ödülü'ne layık görüldük." ifadesini kullandı.
"Dünyaya propolis satabiliriz"
Tanuğur, propolisin yanı sıra polen, ham bal, arı sütü gibi ürünleri de tüketiciye sunduklarını vurgulayarak şöyle devam etti:
"Ürünlerimizi 'kovandan sofraya' prensibiyle yurt içinde BEE'O, yurt dışında BEE&YOU markasıyla doğal besin içeriği ve biyolojik aktivitelerini koruyarak tüketicilere ulaştırıyoruz. Türkiye'de internet, eczane ve perakende kanalı olmak üzere 5 bin satış noktasına ulaştık. Amerika'da distribütörler aracılığıyla New York, Boston, Florida ve New Jersey gibi bölgelerde ürünlerin dağıtımını gerçekleştiriyoruz. Amerika'da 200 satış noktasına ulaştık. Güney Kore, Almanya, Hollanda, Suudi Arabistan ve Pakistan'a da ürünlerimizi gönderiyoruz. Ulusal ve uluslararası 12 farklı ödüle layık görüldük. Türkiye'de yerli üretimini başlattığımız 'Anadolu propolisi'ni dünyaya tanıtma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz."
Arıcılara "Kovanları temizlerken propolisi atmayın" çağrısında bulunan Tanuğur, "Türkiye'de 7 milyon arı kovanı var. Her kovandan yıllık 500 gram propolis üretilebilir. Bu şekilde yıllık 3,5 milyon ton propolis elde edilebilir. Bu üretim miktarıyla dünyaya propolis satabiliriz. Önemli olan ilaç kalıntısız, temiz propolis üretebilmek." dedi.
Tanuğur, yürüttükleri sosyal sorumluluk projesi kapsamında, sattıkları her ürünün 1 lirasını arıcıların daha modern ekipmanlarla üretim yapmaları ve arıcılığın sürdürülebilirliğine katkıda bulunmak için bir fonda topladıklarını, "sözleşmeli arıcılık" ile her bir arıcının ürünlerini kesin olarak hangi rakamdan alacaklarının taahhüdünü de vererek adil bir ticaret sağladıklarını sözlerine ekledi.