Mustafa Şahin... Kırklareli'nde Merkez ilçeye bağlı bir Balkan köyünde yaşıyor. Evli ve üç çocuk babası; mesleği çobanlık. Peki diğer çobanlardan farkı? O, bir çekiç ve bir eğe ile çanları, zilleri müziğin eşsiz tınısıyla buluşturuyor.
Bölgede çok yaygın bir çan ve zil geleneği var. Çana ve zile meraklı yöre insanı bunları kapılarının üstlerine, hayvanlarının boyunlarına takıyor. Bu gelenek Anadolu’da yaygın olduğu gibi Kırklareli’nin bu köyünde de yıllardan beri sürdürülüyor.
Mustafa Şahin’in haber olmasının önemli ve ilginç bir sebebi var. O, çanları ve zilleri akort ediyor. Evet evet yanlış duymadınız hani şu geleneksel olarak köylerde kapı üstlerine ve hayvanların boyunlarına bağlanan çan ve zilleri. Onların her birinin notalara uygun olarak çalıp eşsiz melodilerin havalarda uçuşmasını sağlıyor.
1948 Beypınar Köyü doğumlu Mustafa Şahin. İlkokula başlamış ama bitirip de diploma alamamış. Doğuştan müziğe karşı bir yeteneği olduğu su götürmez bir gerçek.
Müziğe yatkınlığı çocukluğundan beri varmış Mustafa Şahin’in. Oyunlarda bile bu yeteneğini kullanırmış. Komşusu ve aynı zamanda da çocukluk arkadaşı Ahmet Çelik, onun müzik aşkını küçük yaşlarda fark ettiklerini belirtiyor.
Mustafa Şahin’in ustası da çırağı da yok. Doğuştan gelen yeteneğini kendi gayretleriyle geliştirmiş. Askerde jandarma iken komutanları müziğe olan yatkınlığını fark edip onu bando birliğine almışlar. Notaları da orada öğrenmiş. Döndüğünde ise köyünde çanlarla ve zillerle daha da bir haşır neşir olmuş. Bu sayede ünü diğer köylere hatta ülke dışına yayılmış. Şahin’in yaptıklarını incelemek için Bulgaristan’dan bile ziyarete gelenler olmuş.
Çoban Mustafa Şahin çan ve zilleri akort etmek için de yalnızca örs, çekiç, eğe ve testere kullanıyor.
Beypınar Köyü sakinlerinden Bünyamin Çakır, 15 yıl önce tanışmış Mustafa Şahin’le. Şahin, bir gün sürüsünü otlatırken sürüden gelen sesin farklı olduğunu fark etmiş ve ona bunun nedenini sormuş. Mustafa Şahin’in cevabı “Ben zilleri ve çanları akort ediyorum” olmuş. Nasıl akort ettiğini de çekiçle, örsle, demirle çanların dillerini küçültüp büyülterek diye açıklamış.
O, müziğe olan ilgisiyle pek çok kişinin aklına gelmeyecek bir işe girişmiş. Köyünde yetiştirilen hayvanların boyunlarında asılı ve hepsi aynı sesi çıkaran çanları akort ederek onlara bir renk katmış. Şimdi onun sayesinde hayvanlar çayırlarda meralarda gezindikçe hoş ve melodik sesler yayılıyor etrafa.