Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü ile Tarım ve Orman Bakanlığı işbirliğinde yürütülen Şanlıurfa ilinde “Türkiye’nin Bozkır Ekosistemlerinin Korunması ve Sürdürülebilir Yönetimi Projesi” kapanış toplantısı Ankara’da yapıldı. Toplantıya katılan TBMM Tarım ve Köyişleri Komisyon Başkanı Prof. Dr. Yunus Kılıç, “Dünya ortak evimiz, beraber koruyacağız.” dedi.
Haber: Neslihan AKTAŞ Kamera: Mustafa COŞKUN Fotoğraf: İbrahim BAĞCI
Bu proje 6 yıldır bozkırların korunması için yollarda.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü ile Tarım ve Orman Bakanlığı işbirliğiyle hayata geçirilen Şanlıurfa ilinde “Türkiye’nin Bozkır Ekosistemlerinin Korunması ve Sürdürülebilir Yönetimi Projesi” 6 yıllık çalışma sürecini tamamladı.
Ankara’da düzenlenen kapanış toplantısında projenin sonuçları değerlendirildi.
Toplantıda konuşan Meclis Tarım ve Köyişleri Komisyon Başkanı Prof. Dr. Yunus Kılıç, “Dünya ortak evimi, beraber koruyacağız.” mesajı verdi.
Kılıç projenin içinde FAO'nun bulunmasının son derece önemli olduğunu belirterek, "Bu proje bozkırın durumu belirleyen ilk proje. Bu üzücü ama her şeye rağmen bir başlangıç. Bu başlangıç hızlı bir şekilde büyümeli." dedi.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu, Türkiye’nin bozkır ekosisteminin çok zengin olduğunu vurguladı.
Gutu, Küresel Çevre Fonu tarafından finanse edilen projenin, FAO, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü ve Orman Genel Müdürlüğü tarafından ortaklaşa uygulandığını söyledi.
Projenin Türkiye'nin zengin ve hassas bozkır ekosistemlerinin korunması için hizmet ettiğini belirten Gutu, şöyle konuştu: "Geçmişe bakarak geleceğe yönelik bir vizyon sergiledik. Türkiye'nin bozkır bölgeleri ülkenin ekolojik, ekonomik ve sosyal anlamda en önemli ekosistemlerinden birine ev sahibi yapmaktadır. Buna karşın bu projeden önce Türkiye'de doğrudan bozkır ekosistemlerinin ihtiyaçlarına yönelik hiçbir politika ve çerçeve bulunmuyordu. Biz de bu sebeple 2017'de bu projeyi başlattık. Proje bünyesinde Kızılkuyu Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, Tek Tek Dağları Milli Parkı ve Karacadağ bozkırları olmak üzere Şanlıurfa'da 3 pilot saha seçildi. Proje ömrü boyunca bir dizi ilki gerçekleştirmiştir."
Gutu, bunlardan birinin Ulusal Bozkır Koruma Stratejisi ve Eylem Planı olduğuna işaret ederek, proje ekibinin saha düzeyine odaklanan ve bozkır ekosistemlerine ev sahipliği yapan diğer iller için de örnek oluşturabilecek Şanlıurfa Bozkır Koruma Stratejisi ve Eylem Planı'nın hazırlandığını dile getirdi. Gutu, "Proje bünyesinde elde edilen envanterler, haritalar, politikalar ve stratejik eylem planları bilhassa Türkiye'nin potansiyel bozkır kaynaklarının tespit edilip yönetilmesine yardımcı olacak şekilde tasarlanmıştır." dedi.
Şanlıurfa’da çok kapsamlı çalışmaların yürütüldüğü projeye Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü ve Orman Genel Müdürlüğü de destek verdi.
Türk çiftçisinin bozkırla tarımı şekillendirdiğini belirten Bitkisel Üretim Genel Müdürü Mehmet Hasdemir, mera ıslah çalışmalarının önemine değindi.
Hasdemir, Türkiye'nin bitkisel üretimde gösterdiği başarılı çalışma ve projelerden örnekler verdi.
Bozkırın Türk insanına sabrı ve kanaati öğrettiğini vurgulayan Hasdemir, "Bozkırla biz tarımı şekillendirdik. Türk çiftçisi bozkırın olduğu, 300 milimetre kadar yağışın düştüğü yerde dünyanın en verimli tarımını ve çeşitliliğini başardı. Bu da takdire şayandır." ifadelerini kullandı.
Hasdemir, çayır ve meraların gelecek nesillerin emaneti olduğuna dikkati çekerek, hem bu alanları korumak hem de hayvanların ihtiyacını karşılamak için ıslah çalışmaları yaptıklarını anlattı.
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdür Vekili Mustafa Tuğrul Şahin de sürdürülebilirliğe verdikleri önemi “Bizim için öncelik korumak.” sözleriyle ifade etti.
Genel Müdür Tuğrul Şahin, Türkiye'nin bitkisel üretimin yanında yaban hayvanı bakımdan da zengin olduğunu söyledi.
Türkiye'nin önemli kuş göç rotalarından ikisinin üzerinde bulunduğunu belirten Şahin, ülkenin doğasını korumak ve gelecek nesillere taşımak için çalıştıklarını bildirdi. Şahin, yaban hayatı koruma çalışmalarına da değinerek, envanter çalışmalarının bazı bölgelerde hala devam ettiğini aktardı.
Yaralanmış ve güçten düşmüş yaban hayvanlarının tedavisini yaptıklarına işaret eden Şahin, şu değerlendirmede bulundu: "Son 10 yılda tedavi ederek doğaya kazandırdığımız yaban hayvanı sayısı 40 bin. 2022'de ise güçten düşmüş ve yaralanmış yaban hayvanı sayısı 12 bin 500 iken tedavi edilerek doğaya kazandırılan hayvan sayısı 8 bin civarındadır. Bu çalışmanın çok değerli olduğunu, ülkemizin biyolojik çeşitliliğine çok katkı vereceğini düşünüyorum."
Şahin, nesli tehlike altındaki türler için de özel çalışmalar yaptıklarını sözlerine ekledi.
Proje çıktılarının paydaşlar tarafından değerlendirilmesiyle devam eden toplantı plaket takdimiyle sona erdi.
bozkır
şanlıurfa
fao
bügem
ekosistem
proje
dkmp
ogm
tarım ve orman