Madenden çıkarılıp fabrikada işlenerek sofralara kadar gelen kaya tuzunun meşakkatli bir yolculuğu bulunuyor.Hititler döneminden bu yana yaklaşık 5 bin yıldır işletilen Tuz Mağarası'ndan çıkarılan kaya tuzu, sofraya gelinceye kadar zorlu aşamalardan geçiyor. Tuz Mağarası'nın sorumlu maden mühendisi Murat Danacı, insanın yediği bilinen "tek kaya türü" olan tuzun, ilaç üretiminden buz tutan yolların ulaşıma açılmasına, suyun yumuşatılmasından sabun üretimine kadar 14 bin çeşit kullanım alanı bulunduğunu söyledi. Yaklaşık 150 metre derinliğe, 1,5 kilometre uzunluğa sahip mağarada 20 civarındaki galeriden günlük bin 500 ton tuz çıkardıklarını ifade eden Danacı, "Kaya tuzunu 'oda-topuk' dediğimiz yöntemle alıyoruz. Boşluklarımıza oda, sütunlarımıza da topuk diyoruz. Mağaranın içerisine delikler delip içerisine patlayıcı şarjları yerleştirip, emniyetli bir şekilde patlatarak tuz üretimini gerçekleştiriyoruz. Çıkarılan ham kaya tuzlarını kamyonlarla tuz fabrikasına sevkiyatı sağlıyoruz" dedi. Salti Tuz Fabrika Müdürü Hasan Akgüç de 2012 de yeni yatırım çalışmalarıyla yıllık 200 bin ton rafine tuz üretim kapasitesine ulaştıklarını anlattı. Türkiye'de takribi olarak 4 milyon ton tuz üretimi ve tüketimi olduğunu savunan Akgüç, "Bunun 800 bin ve 1 milyon ton arasında sofra ve gıda sanayi tuzu olarak üretilip tüketilmektedir' dedi. Yer altındaki tuz, kil ve toprak içerisinde ihtiva etmektedir. Bunları saflaştırdıktan sonra üretime hazırlıyoruz diyen Akgüç, aldığımız kaya tuzunu öğüterek pudra haline getiriyoruz. Aldığımız kaya tuzunu sıcak suda eritiyoruz. Saflaştırmak için çözülmesi gerekir. 105 derece sıcaklıktaki suda çözdükten sonra tuzun içerisindeki maddeleri ayırıp tuza dönüştürüyoruz. Oluşturulan tuz, yüzde 99 oranındaki saflıkla sofra ve sanayi tuzu olarak sofralarımızı süslemektedir' dedi.