Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü, kaçak avlanmanın önüne geçecek bir uygulamaya imza attı. Türk mühendislerinin geliştirdiği sistemle 12 metreden büyük balıkçı gemileri adım adım izlenebilecek. Sistemin detaylarını ve Türkiye'deki balıkçılık hakkındaki pek çok konuyu Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Dr. Mustafa Altuğ Atalay anlattı.
Haber: Hülya OMRAK
Kamera: Ümit YILDIRIM
Fotoğraf: Fatih COŞKUN
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü, Türk mühendislerinin geliştirdiği bir sistemle, 12 metreden büyük tüm balıkçı gemilerini takip edebiliyor ve böylece kaçak avcılığın önüne geçebiliyor.
Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Dr. Mustafa Altuğ Atalay, Balıkçı Gemilerini İzleme Sisteminin (BAGİS) detaylarını Web Tarım Tv için anlattı.
“Balıkçı Gemileri 24 Saat İzlenecek”
Yalnızca izin verilen birimler tarafından görülebilen sistemle, hangi denizde ne kadar balıkçı yoğunluğu olduğu bilgisine ulaşılabilirken; izlemeler, hem anlık hem geçmişe dönük olarak yapılabiliyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlükleri ve Sahil Güvenlik Birimleriyle birlikte izlemelerin yapıldığını aktaran Atalay “ Artık bagis sistemi bakanlığımıza bağlı balıkçılık yapan 12 metre üzerinde bütün gemileri izleyebildiğimiz, oturduğumuz yerden hangi gemi nerede, hangi hızla seyrediyor ve aşağı yukarı hangi avcılığı yapıyor anında görebildiğimiz, 24 saat izlediğimiz bir sistem. Bu sistemi il müdürlükleri ve sahil güvenlikle birlikte kullanmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
Sistemi hazırlayan firmanın ihaleyle belirlendiğini ifade eden Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Atalay, uygulamanın gurur verici ayrıntılarından birinin de sistemin tamamen Türk mühendisler tarafından geliştirilmesi olduğunu söyledi. “Bu sistemi, ihaleyi kazanan firma bize teslim etti. Bazı düzeltmeler yapılıyor, son derece teknolojik ve ayrı bir gurur verici mesele de tamamı Türk mühendisler tarafından hem yazılım hem donanım olarak geliştirilmiş bir sistem olması. Bütün dünyaya bu kabiliyette firmalarımızın olduğunu, balıkçılığı bu şekilde yönetebilecek firmalarımızın olduğunu da göstermiş olduk.”
“Türkiye Su Ürünlerinde En Zengin Ekolojik Yapıya Sahip Ülkelerden”
Denizlerdeki balık varlığımız ve su ürünleri üretim miktarları hakkında da bilgi veren Atalay, Türkiye’nin su ürünlerinde dünyanın en zengin ekolojik yapısına sahip ülkelerinden biri olduğunu belirtti. “Dünyanın en zengin ekolojik yapısına sahip ülkelerinden biri Türkiye. Denizlerimizde yaklaşık 500 tür balık var. İç sularımızda da 368 balık türü tespit edilmiş. Denizlerimizde yaşayan balıkların yaklaşık 90 türü avcılık olarak halkımıza getiriliyor. İç sularda da yaklaşık 20 türün avcılığı yapılıyor. Yaklaşık 600 – 700 bin ton civarında yıllık balık üretimimiz var. Bunun 240 – 250 bin tonu yetiştiricilik ürünü, geri kalanı ise avcılıktan elde edilen ürünlerimiz.”
“Denetimler Sahil Güvenlik ile Ortaklaşa Yapılıyor”
Denetim yapmadan sürdürebilir bir balıkçılık yapmanın mümkün olmadığının altını çizen Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Altuğ Atalay, bu av sezonunda Türkiye genelinde toplam, 85 bin birimin denetlendiğini söyledi. ”Balıkçılığın diğer bir alanı da denetimler. Denetim yapmadan sürdürülebilir bir balıkçılık yapmanız mümkün değil. Dolayısıyla eforumuzun büyük bir bölümünü de denetimlere veriyoruz. Türkiye genelinde bu av sezonunda bakanlığımız tarafından 70 bin civarında denetim yapıldı. 15 bin de bizim denizlerdeki ortağımız sahil güvenlik tarafından yapıldı. Yaklaşık 85 bin birim denetlendi. Tabi denetlerken asıl amacımız ceza kesmek ya da ürünlere el koymak değil, hem balıkçımızı eğitmek hem de kurallara uyan balıkçıyla kurallara uymayanlar arasındaki farkı gözetmek. Bu aşamada yaklaşık 7.1 milyon idari para cezası uygulandı. Yaklaşık 4500 ceza kesildi.”
“Sportif Balıkçılar da Av Yasaklarına Uymalı”
Bu sezonda en çok olta avcıları olarak bilinen sportif balıkçılara, av yasağını ihlal etmeleri nedeniyle ceza kesildiğine vurgu yapan Atalay, bu işi hobi olarak yapanların, av sezonu dışında avlanmamaları ve küçük balık avcılığı yapmamaları gerektiği uyarısında bulundu. “Bu seneki kesilen cezalarda özellikle oltacılara yani sportif balıkçılara çok ceza uygulaması var. Sportif balıkçıların da üzerine yoğunlaşmamız gerekiyor. Onların da kurallara uyması gerekiyor. Bu sene sportif avcılara kesilen ceza önceki yıllara göre arttı. Sportif avcılar küçük balık avlıyorlar ve zaman yasağına uymuyorlar. Balıkların yumurtlama dönemlerinde avcılık yapmamaları gerekiyor. Bir de sportif avcılığın sportif amaçlı yapılması lazım. Balığı toplu olarak öldürecek ve yakalayacak av araçlarının kullanılmaması lazım.”
“Kültür Balıklarına Etiketleme Uygulaması”
Balık çiftliklerinde yetiştirilen “kültür balığı” için 2017 yılı içinde getirilecek “etiketleme” uygulaması hakkında da bilgi veren Atalay, uygulamanın zorunlu olmadığını ancak; uygulamayla ürünün kalitesinin artırılmasının amaçlandığını söyledi. “Balıklara etiketleme zorunlu bir uygulama olmayacak. Sadece yetiştirilen yani kültür balıkçılığına getirilen bir destekleme modeli olarak bakanlığımız konuyu teşvik edecek. Avcılık ürünlerine herhangi bir etiketleme bu metotla mümkün değil. Ama balık havuzdan çıktığı zaman isteyen üreticilerimiz balığın solungaç kapağına bir etiket takarak üretici firmanın ismi, üretim tarihi, balığın son kullanım tarihi veya son tüketim tarihi yazılacak. Tüketicimiz de hangi firmanın balığını aldığını bunların hangi süreyle tüketilebileceğini net bir şekilde görecek. Bu markalaşmayı sağlayacak. Yani ürünün kalitesinin artmasını sağlayacak, balığa yönelik güvenilirliğin artmasını sağlayacak. Dolayısıyla önemli bir teşvik olacak. Bu metodu kullanmak isteyen üreticilerimize ilave bir destek vereceğiz.”
“Türkiye, Dünyanın 80 Ülkesine Balık İhraç Ediyor”
Türkiye’nin dünyanın 80 ülkesine su ürünleri ihracatı yaptığını ifade eden Atalay; dünya bizim balığımızı yerken bizim de, balık tüketimini artırmamız gerektiğini vurguladı. “Ülkemiz dünyada 80 ülkeye su ürünleri ihraç ediyor. Avrupa birliği ülkelerine en rahat ihraç edebildiğimiz hayvansal ürünler arasında balık geliyor. Aşağı yukarı bütün gelişmiş Avrupa ülkelerine balık satıyoruz. Nerdeyse ihracatımız 1 milyar dolara yaklaşmış durumda. Yani bütün dünya Türk balığını yerken niçin kendi vatandaşlarımız bu nimetten daha az yararlanıyor.”