Bahar aylarında çıktıkları "bal yolculukları"nda Anadolu'nun pek çok yöresini gezen arıcılar, en az 6 ay evlerinden uzakta bal mesaisi yapıyor.
Yılın yarısını evlerinden uzakta arı kovanlarının başında geçiren gezgin arıcıların zahmetli mesleklerine zaman zaman eşleri ve çocukları da eşlik ediyor.
Geçimlerini bal üretiminden kazanan arıcıların bazıları çeşitli, kaliteli ve daha fazla bal almak amacıyla bu işi gezgin olarak yapıyor.
Kamyonetlerine yükledikleri içi bal arısı dolu kovanlarıyla bahar aylarında çıktıkları "bal yolculukları"nda Anadolu'nun pek çok yöresini gezen arıcılar, en az 6 ay evlerinden uzakta bal mesaisi yapıyor.
Gittikleri şehirlerde kimi kiraladığı araziye kimi de köylünün bedelsiz olarak kendilerine gösterdikleri arazilere kovanlarını yerleştirip, kalacakları baraka ya da çadırlarını kuruyor.
Arıcıların çoğu arılarla baş başa bir hayat sürerken kiminin de okulların tatil olmasıyla ailesini de yanında götürüyor. Gezgin arıcılar, elektrik, su, ev aletlerinin olmadığı, teknolojiyle yaşamaya alışmış insanlar için imkansız şartlarda ekmeklerinin peşinde koşuyor.
Oyun çağında çocukları olan aileler, arılarla uğraşmanın yanında sıkılan çocuklarına da ayrı bir zaman harcıyor. Gün batınca erkenden tek göz çadır ya da barakada uykuya dalmaktan başka çareleri olmayan gezgin arıcı aileleri, sabah da güneşin doğuşuna eşlik edecek kadar erkenden kalkıyor.
Bazen geçmeyen zaman, doğa şartlarının zorluğu kimi zaman vahşi hayvanların saldırı tedirginliğine rağmen ekmek parası için evden uzakta geçirilen yılın yarısı, göçer arıcıların memlekette konu komşuya anlatacak anılar biriktirmelerine vesile oluyor.
Edirne de karaçalı balı ve çiçek balı üreten arıcıların çoklukla tercih ettikleri şehirlerden. Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünün kayıtlarına göre, Aydın, Balıkesir, Bayburt, Çanakkale, İstanbul, İzmir, Muğla, Ordu ve Rize'den 92 gezgin arıcı Edirne'de bu yıl üretim yapıyor.
Cengiz Yıldırım da ailesiyle Edirne'de gezgin arıcılık yapan göçebe yaşamın içinden bir arıcı. Eşi Melek ve kızı Cennet'le kurdukları 10 metrekarelik çadırda yaşayan Cengiz Yıldırım, 10 yıldır gezgin arıcılık yapıyor.
Sivas, Kayseri ve Kırşehir'de daha önce çiçek balı üreten Yıldırım ailesi, 2 yıldır da karaçalı ve çiçek balı için Edirne'ye geliyor.
Avarız köyü yolundaki bir ayçiçeği tarlası yakınına kurdukları kovanlarının başında bekleyen Cengiz Yıldırım, kazanç peşinde, bir parça ekmek için ailece koşturduklarını söyledi.
Gezgin arıcılığın mevsimlerin nasıl geçtiğine bağlı olduğunu ifade eden Yıldırım, "Bazen iyi kazanıyoruz, bazen kazanç ancak masrafa yetiyor. Bu sene işimiz zor mesela Edirne bu yaz başı çok yağmur aldı, arı uçamadı, kovanda öldü, mevcudu kaybettik" dedi.
Cengiz Yıldırım'ın eşi Melek Yıldırım da para kazanmak için eşiyle gurbete geldiğini anlattı.
Eve benzemeyen bir çadırın içinde zorluk çektiğini ifade eden Melek Yıldırım, "Çocukları avutmak zor oluyor. Tek oynayacakları telefonlar, onların da çabucak şarjları bitiyor. İşte çamaşır zor, bulaşık zor, taşıma suyla her şey zor ama nafakamızın peşindeyiz." dedi.
Muğla'nın Milas ilçesine bağlı Fesleğen köyündeki insanların çoğu, tarım arazileri kısıtlı olduğu için arıcılıkla uğraşıyor. Bu yüzden arıcılıkla uğraşan Yıldırım kardeşler de gurbette de olsa aynı şehirde olmanın mutluluğunu yaşıyor.
Cengiz Yıldırım'ın kardeşleri de Edirne'nin köylerinde arıcılık yapıyor. Birbirlerine ikişer üçer kilometre uzakta kovanlarını kuran kardeşlerden birisi de Engin Yıldırım. Dört kişilik ailesiyle o da 200 kovanının yanına kurduğu barakada yaşıyor.
Bu sene bal veriminin düşüklüğünden yakınan Engin Yıldırım, "Her işin zorluğu var. 15 yaşımdan beri 25 yıla yakındır bu işi yapıyorum. Köyümüzde tarım arazileri kısıtlı. 3-5 dönüm tarla doyurmuyor, köyün hepsi arıcı mecburen." dedi.
Çocukları da alışması için yaz tatiliyle birlikte yanına getirdiğini anlatan Engin Yıldırım, hayatı öğrenmeleri için teknolojiden uzak bir hayatla baş başa olduklarını anlattı.
Yıldırım, balın kilosunu toptan 8-10 liradan sattıklarını sözlerine ekledi.
bal
göçebe
muğla
yolculuk