Konya’daki Acıgöl çevresinde oluşan çatlaklar düşen su seviyesinin ve tehlikenin en büyük göstergesi. Uzmanlar, Acıgöl’ün Meke gibi tamamen kurumayacağını ancak bölgede acilen tedbirler alınması gerektiğini belirtiyor.
Kuraklık gölleri tehdit ediyor, uzmanlar tedbir alınması konusunda uyarıyor.
Konya’nın Karapınar ilçesinde, Meke Gölü gibi volkanik patlama sonucu oluşmuş genç bir krater gölü olan Acıgöl’ün su seviyesi son yıllardaki kuraklığa bağlı olarak düşerken, Acıgöl’ün Meke gibi kurumayacağı, uzun yıllar kalabileceği öngörülüyor. Göl çevresinde oluşan tufa ve çatlaklar ise etkileyici görüntüler oluşturuyor.
Acıgöl’de su seviyesi her geçen yıl düşüyor. Türkiye’nin en derin gölü olan Acıgöl’ün kenarında, oradaki karbondioksit çıkışlarıyla birlikte alglerin de oluşturduğu güncel tufa çökelleri bulunuyor. Göldeki su seviyesi de çekildiği için beslenmeler gerçekleşmiyor ve tufaların volkaniklerle sınır yaptığı bölgelerin bazılarında çatlaklar, hatta bazen düşmeler meydana gelebiliyor. Gezmek için göle gelenler ise, çevreye yerleştirilen "Göl kenarına yaklaşmayınız, göçük tehlikesi vardır" yazılı uyarı levhaları ile ikaz ediliyor.
Konya Teknik Üniversitesi (KTÜN) Jeoloji Bölümü Başkanı ve Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şubesi Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık, Acıgöl’ün Meke Gölü gibi Karapınar volkaniklerine bağlı olarak oluşmuş genç bir krater gölü olduğunu ifade ederek, "Aslında tam kraterin ortasında biriken sularla oluşmuş olan bir göl. Göl çevresinde çevredeki kayaçlardan sızan sular ve yağışlarla besleniyor. Gölün derinliği oldukça fazla. Ancak Acıgöl çevresinde yapılan çalışmalarda su seviyesinde düşümler devam ediyor. Yıllık bazen 10, 20, 30 santim düşmeler oluyor. Son 20 yıllık periyot içerisinde yüzeydeki sularda en az 2,5 metrelik su seviyesi düşmesi söz konusu. Acıgöl’ün kenarında, oradaki karbondioksit çıkışlarıyla birlikte alglerin de oluşturduğu güncel tufa çökelleri var. Bunlar karbonatlı çökeller ve bazılarının da seviyeleri oldukça kalın. Göldeki su seviyesi de çekildiği için beslenmeler gerçekleşmiyor ve tufaların volkaniklerle sınır yaptığı bölgelerin bazılarında çatlaklar meydana geldi. Hatta bazen düşmeler de meydana gelebiliyor. Ancak Acıgöl’ün çevresindeki bu karbondioksit çıkışlarından kaynaklı olarak bu tufa oluşumları devam ediyor. Görsel olarak da oldukça etkileyici ve güzel. Görülmesi gereken güncel karbonat oluşumları bunlar. Bölgedeki yeraltı su seviyesi 2,5 metre seviyesine düşmüştür. Buna bağlı olarak da tufalarda bir miktar kırıklar ve çatlaklar meydana gelmiştir" dedi.
Prof. Dr. Fetullah Arık, Acıgöl'ün Meke’ye dönmeyeceğini belirterek, "Şu anda bunu beklemiyoruz. Çünkü Acıgöl’deki su derinliği gerçekçi ölçüm yapamadık ama 80 hatta 400 metre diyenler var. Şu anki kraterin tam ortasında çukurlukta bulunuyor. Dolayısıyla şu anda hemen suyu kaybedeceğini öngörmüyoruz. Zaten kenardan beslenimler de var çok küçük olmasına rağmen. Bu bölgede yapılacak olan ilave tedbirlerle birlikte belki de bütün havza boyunca yapacağımız yeraltı suyu kullanımının düzenlenmesi, daha az su tüketen bitkilere doğru evrilme, havza bazında modellemeler ve teşviklerle birlikte bu bölgede de yeraltı su seviyesini biraz daha az düşürürsek Acıgöl’ün daha uzun yıllar kalabileceğini öngörüyoruz" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Arık, Acıgöl’ün Meke’ye dönmemesi için alınabilecek tedbirlerle ilgili olarak ise "Bölge genelinde bir şeyler yapmak lazım. Çünkü Konya Kapalı Havzası, Konya, Karaman, Aksaray, Niğde’yi kapsayan oldukça geniş bir havza. Bu havza içerisinde birbirinden bağımsız su kütlelerinin olmasına rağmen bütün havzayı bir havuz gibi düşünelim, havuzun herhangi bir yerinden su çektiğiniz zaman bütün hepsini etkiliyor. Dolayısıyla sadece Karapınar özelinde ya da Acıgöl çevresinde suyun kullanımıyla ilgili alınacak tedbirlerin yeterli olmayacağını düşünüyoruz. Bütün havza bazında bir çalışma yürütülmesi gerekiyor. Burada da yerel olarak yapılacak şeylerden ziyade suyla ilgili kurumlarımıza Devlet Su İşleri, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü gibi Çevre Şehircilik Bakanlığımız, Tarım ve Orman Bakanlığımız bütün bunlar ortaklaşa çalışmalarla yöredeki vatandaşlarımızla birlikte bunları da çözümün içerisine alarak, bölgede daha az su tüketen bitkilerin yoğunlaştırılması ve mevcut suyun daha dikkatli kullanılması yoluyla yeraltı seviyesinin düşmesini azaltabilirsek o zaman hem Acıgöl’ü hem Meke’yi hem diğer sulak alanlarımızı kurtarma şansımız vardır" diye konuştu.
konya
karapınar
acıgöl
kuraklık
meke
su