Yakın zamanda tescil ettirilen ve ''Hayat'' ismi verilen yeni çeşitle birlikte yerli ve tescilli zeytin türü sayısı 90 oldu.
Haber: Ayşegül SİVRİKAYA
Kamera: Murat IŞIK
Kutsallığın, bolluğun, adaletin, sağlığın, zaferin, refahın, bilgeliğin, aklın ve arınmanın sembolü… Zeytin, dört mevsim gri, yeşil yapraklarını dökmeyen kutsal kitaplarda ve mitlerde yer alan mucizevi bir ağaç. Dünyada üretim alanlarının yüzde 95’i Akdeniz havzasında yer alıyor. Akdeniz ikliminde yetişen bu eşsiz ağaç aynı zamanda Akdeniz uygarlığıyla bütünleşerek onun bir sembolü haline geliyor.
Dünya Zeytin Ansiklopedisi yazarı José M. Blazquez’e göre, zeytin yetiştiriciliği yaklaşık altı bin yıl önce Anadolu’da başlamış. Bugün genel olarak zeytinin anavatanı, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni de içine alan Yukarı Mezopotamya ve Güney Ön Asya olarak kabul ediliyor.
Ayvalık, gemlik, memecik, domat ülkemizde yetiştirilen çeşitlerden bazıları. Tam 90 çeşit tescilli zeytinimiz bulunuyor. Zeytincilik Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünde muhtelif çeşit ve anaçların yer aldığı 67 da. alanda birçok yerli çeşit fidana ulaşabilirsiniz. Müdürlükte görevli Ziraat Yüksek Mühendisi Kerem Savran, DNA sekans cihazıyla çeşitlerin kontrolünün yapıldığını, böylece çeşitlerin özelliklerinin bozulup bozulmadığının denetleyebildiklerini söyledi.
Enstitünün ana faaliyet alanını oluşturan araştırma programları içerisinde, genetik ve ıslah çalışmaları, önemli bir yere sahip. 2015 yılında tescillenen zeytin “Hayat”, enstitü tarafından yapılan melezleme çalışmaları sonucu oluşturulmuş bir zeytin çeşidi.
Zeytincilik Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünde görevli Dr.Didar Sevim, enstitü laboratuvarlarında yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Hurma zeytini çeşidinin istisnai bir durumu var. Bu çeşit Türkiye'de sadece Karaburun Yarımadası ile Yunanistan'ın Mora Yarımadası'nda sınırlı miktarlarda yetişiyor. Hurma zeytini dalında olgunlaşıyor ve acılığını kaybediyor. Bu nedenle zeytin meyvesinin doğal tadını tam olarak hissedebileceğiniz tek meyve.
Sofralık zeytinin kalitesini öncelikle dış görüntüsü belirliyor. Meyvenin et oranı fazla olmalı ve çekirdeği kolay ayrılmalı. Ayrıca meyvenin kabuğu ince ve esnek, şeker oranı yüksek ve yağ oranı düşük olmalı.
Zeytinin bereket sembolü olarak seçilmesi bir tesadüf olmasa gerek çünkü gövdesinden yaprağına, meyvelerinden çekirdeğine kadar her parçası kullanılabiliyor. Ülkemizde çoğunlukla meyveleri sofralık ve yağlık olarak işleniyor.
Zeytinyağı da, insanların pek çok alanda imdadına koşmuş. Işık olmuş, ilaç olmuş, tat olmuş.
Dr. Oya Köseoğlu, Türk Gıda Kodeksi Zeytinyağı ve Pirina Yağı Tebliği uyarınca zeytinyağının kalite kriterlerini belirlemek için yapılması gereken testlerden birinin de duyusal analiz olduğunu belirtti.
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi ve Zeytinyağı Uzmanı Ümmühan Tibet ise, Türkiye’nin zeytin ağacı varlığı bakımından dünyada İspanya’dan sonra 2. sırada yer aldığını kaydetti.