Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü Hayvan Sağlığı ve Karantina Daire Başkanı Özhan Türkyılmaz, ''Kurbanlık hayvan sahiplerinin büyükbaşta hayvan pasaportlarını mutlaka temin etmelerini istiyoruz. Bunları yanlarında bulundurmaları gerekiyor. Büyükbaş ve küçükbaş hayvanların tanımlanması, küpelenmesi gerekiyor'' dedi.
Muhabir: Ayşe Gül ULUCAN ŞAHİN
Kamera: Tuncay ÖZDEVECİ
Fotoğraf: İbrahim BAĞCI
Özhan Türkyılmaz, Web Tarım TV’ye yaptığı açıklamada, küpesiz hayvanların sevkini gerçekleştirmediklerini kaydetti. Hayvanların sağlıklı olmaları gerektiğini belirten Türkyılmaz, il ve il dışı hareketlerde veteriner sağlık raporu ve büyükbaş hayvanlar için pasaport zorunluluğumuz var. Küpeli ve sağlıklı hayvanların sevkine izin veriyoruz” şeklinde konuştu.
Şap hastalığının önemli hastalıklardan biri olduğunu vurgulayan Türkyılmaz, ülkesel anlamda 81 ilde şap hastalığıyla mücadele ettiklerini ifade etti. Kurbanlık hayvanların sevklerinde mutlaka şap aşısını zorunlu kıldıklarını belirten Türkyılmaz, yine vektörlerle bulaşan hastalık olarak geçen LSD’ye karşı da büyükbaş hayvanların aşılı olmaları gerektiğini anlattı.
Türkyılmaz, “Küçükbaş hayvanlarda da koyun ve keçi vebası dediğimiz PPR hastalığına karşı hayvanlarımızın aşılı olması gerekiyor. Bunların aşılarını zamanında yaptıran ve bunları ibraz eden yetiştiricilerimiz bu noktada sevkle herhangi bir sorunla karşılaşmazlar. Hayvanların sevk şartı temel anlamda hem bu kurban hizmetleri ile ilgili tebliğde bunu açık olarak belirttik, yine bizim bakanlığımızın sitesinde de açık olarak belirtiyoruz bu aşı şartlarına uymaları gerekiyor” dedi.
Trakya’ya geçiş şartlı
Trakya’nın 2010 yılında şap hastalığından aşılı ari statüsü elde etmiş olan bir bölge olduğunu kaydeden Türkyılmaz, “Bu noktada Trakya’nın aşılı ariliğinin korunması için 2010 yılında çıkarmış olduğumuz genelgeler var. Karşıya şarta tabi geçiriyoruz. Karşıya geçmek yasak değil. Toplumumuzda böyle bir algı var. Yani biz Anadolu’dan Trakya’ya geçemeyecek miyiz? Geçebilirsiniz, bunun şartları var. Bu şartları taşıyan hayvanları geçiriyoruz. Nedir bu şartlar? O hayvanın yani geçecek olan büyükbaş ve küçükbaş hayvanların o işletmede yetişmiş olma şartı veya en az 3 ay boyunca o işletmede yaşıyor olması, o işletmede bakım ve beslemeye tabi tutulması, o işletmede kayıt altına alınır şekilde en az 3 ay boyunca o işletmede bulunma şartı var. Yani bunu veri tabanında da ispat etmesi anlamında hem de o işletmede yetiştiricinin hayvanı beslediğini bildirmesi gerekiyor” ifadesini kullandı.
“Ülkemizde hem ruhsatlı hayvan pazarlarımız, yine canlı hayvan borsalarımız mevcut. Buralar kurban bayramında yine kullanılıyor. Ancak kurban hizmetleriyle ilgili olarak tebliğ gereği illerde Kurban Hizmetleri Komisyonu marifetiyle geçici kurban satış yerleri kuruluyor” diyen Türkyılmaz, buraların tebliğ gereği Kurban Bayramı’ndan 15 gün öncesinde faaliyetine izin verildiğini vurguladı.
Pazar yeri seçerken büyükbaş ve küçükbaş hayvanların atıklarını düşünerek yer temin edildiğini söyleyen Türkyılmaz, “Bu atıkları bertaraf edebileceğimiz yine buranın temizliğini sağlayabileceğimiz yerleri tercih ediyoruz. Yine belediyelerle işbirliği içerisinde günde 2 kez bu alanların temizliğini biz şart koşuyoruz. Yine bu bölgelerde vektörler anlamında da mutlaka o bölgede çevre ilaçlamaları vs gibi ilaçlamaları da öngörüyoruz. Yani bizim için kurban dönemindeki bu 15 günlük süreyi o bölgede temiz bir şekilde vatandaşlarımızın alması için bir ortam sağlamış oluyoruz” vurgusu yaptı.
Hayvan pazar yerleri denetleniyor
Hayvan pazar yerlerinin denetlendiğini kaydeden Türkyılmaz, “Hem il-ilçe müdürlüğümüzdeki veteriner hekimlerimiz bu noktada nöbet çizelgeleri oluşturuyor, denetimler gerçekleştiriyorlar. Yani cumartesi -pazar demeden bu noktada denetimlerini gerçekleştiriyorlar. Bunları yaparken belediyelerimizdeki yetkililerle yine zabıtalarımızla iş birliği içerisinde tüm denetimler gerçekleştiriliyor” dedi.
Türkyılmaz, “Özellikle şiddetli öksürüğe tabi olan hayvanların yine aşırı derecede zayıf olan hayvanların, bunun yanında salya veya burun akıntısı anlamında göz yaşı akıntısı anlamında normalin dışında bir akıntının olduğu salya akıntısının çok fazla olduğu hayvanların yine vücut yapısı itibariyle olgunlaşmamış kurbanlık için uygun olmayan genç hayvanların, gebeliği tespit edilen hayvanların sevkine kesinlikle izin vermiyoruz. Bunlara sevkte veteriner arkadaşlarımız dikkat edeceklerdir” şeklinde konuştu.
Türkyılmaz, “Kurbanlık hayvanlar bizler için önemlidirler. Bu noktada kurban refahına kesinlikle uymamız gerekiyor. Öncelikle yaralanmış, hasta vs hayvanların sevkine izin vermediğimiz gibi kimliği uygun olmayan hayvanların sevkine izin vermediğimiz gibi nakil vasıtalarının da çok sıkışık bir şekilde hayvanların sevkine veya hava koşullarına uygun olarak bunların örtülü veya branda dediğimiz kapalı ortamlarda taşınmasını istiyoruz” dedi.
Özhan Türkyılmaz, hayvan refahına uygun olmayarak hayvanların taşınması ve eziyet edilmesi konularında kanunun açık olduğunu, cezai yükümlülüklerinin bulunduğunu belirtti.
Kayıtlı hayvanlar satılacak
Kurban alacak vatandaşların öncelikle bu hayvanların hayvan kayıt sisteminde var olan kayıtlı, kimliklendirilmiş hayvanların olmasına dikkat etmeleri gerektiğini söyleyen Türkyılmaz, “Yani küpesiz hayvanları almamaları gerekiyor. Mutlaka kurbanlık hayvanlara ilk baktıklarında küpelerinin olması gerekiyor. Bu hem büyükbaş hem de küçükbaş hayvanlar için geçerli. Küpesiz hayvanlar kesinlikle alınmamalıdır. Bunun yanında büyükbaş hayvanların mutlaka pasaportlarını sormalıdırlar. Küçükbaş hayvanların nakil belgelerine bakmalıdırlar. Eğer il dışından geldiyse mutlaka veteriner sağlık raporunu istemelidirler. Nerden geldiğini menşeini görmek adına bunların olması gerekmektedir. Sağlıklı hayvan dediğimiz kurbanlık erişkinliğine ulaşmış hayvanların alınması, erişkinliğe ulaşmamış hayvanların alınmaması gerekiyor. Yarası, beresi, ödem oluşmuş, hastalık belirtisi gösteren hayvanların kurban edilmemesi gerekiyor. Bunun yanında şiddetli öksürüğe maruz kalmış, nefes darlığı çeken hayvanların, duyarsız, düşkün, aşırı derecede zayıflamış hayvanların da kurban edilmemesi ve satılmaması gerekiyor. Tüyleri parlak olan, temiz hayvanların kurbanlık edilmesi gerekir” ifadesini kullandı.
Kurban kesim yerleri hakkında bilgi veren Özhan Türkyılmaz, “Yine bizim il-ilçe veya kasabalarımızdaki ruhsatlı mezbahalarda veya kombinalarda kurbanlarını kesebilirler. Bunun haricinde yine Kurban Hizmetleri Komisyonu’nun belirlemiş olduğu geçici kurban kesim yerleri vardır. Bu geçici kurban kesim yerlerinde hayvanlarını ilgili yetkililerle beraber bu işin ehli olan insanlara kesimlerini yaptırarak kurbanlıklarını orada kestirebilirler. Geçici kurban yerlerinde orada su birikintisi, kan birikintisi vs olmayacak geçici kurban yeri seçilirken buna dikkat ediliyor. Ayrıca bu geçici kurban yerlerinde özellikle atıkların bertarafı yönünde imhası anlamında ön koşulları hazırlanmış olan yerlerdir zaten buralar. Denetimleri yapılmış olan yerlerdir. Bu yerlerde kurbanların kesilmesi gerekiyor” vurgusu yaptı.
Küpeleme neden yapılıyor?
Büyükbaş ve küçükbaş hayvanların küpelenmesinin önemli olduğuna işaret eden Türkyılmaz, “Sığır cinsi hayvanların tanımlanması, kimliklendirilmesi ile ilgili bir yönetmeliğimiz var. Aynı şekilde koyun ve keçi türü hayvanlarımızın da kayıt altına alınması ve kimliklendirilmesi yönetmeliğimiz var. Sığır cinsi hayvanlar için uygulanan yönetmelikte, vatandaş hayvanı doğduğunda bunu il-ilçe müdürlüğüne bildirmesi gerekiyor. Bildirimden sonrasında da 3 aylık bir süresi var. Bu 90 gün içerisinde yeni doğan hayvana biz bir tanımlama anlamında her iki kulağına da küpe takıyoruz. Bu küpeyle oradaki numarayla bizim TÜRKVET olarak ifade etmiş olduğumuz veri sistemi kaydediyoruz. Böylece bu hayvan gerçekten o işletmede doğmuş olan sağlıklı olduğuna inandığımız ve kayıt altına aldığımız sonrasında takip edebildiğimiz bir büyükbaş hayvan olarak karşımıza çıkıyor. Yani hayvanları kimliklendirmiş oluyoruz” dedi.