Gıda güvenliğine kaliteli mazotla destek

19 October Wednesday, 2016
Dünya Gıda Günü dolayısıyla yapılan bir etkinliğe katılan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, FAO'nun bu yılki temasına uygun şekilde, mazot desteğiyle kalitesiz mazot kullanımını engelleyeceklerini söyledi. Bakan Çelik, böylece çevre kirliliğinin önüne geçileceğini ve gıda güvenliğine katkı sağlayacaklarını kaydetti.
Gıda güvenliğine kaliteli mazotla destek

Haber: Ayşe Gül Ulucan ŞAHİN

Kamera: Altay TÜRÜNG

Fotoğraf: Fatih COŞKUN

Kurgu: Neslihan AKTAŞ

 

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, çiftçiye sağladıkları mazot desteğiyle kalitesiz mazot kullanımının önüne geçeceklerini söyledi. Bunun çevre kirliliğini de önleyecek bir karar olduğunu belirten Çelik, mazot fiyatında yapılan indirime değindi. Çelik, bu konuda çok yoğun bir çalışma yaptıklarını dile getirdi.

Dünya Gıda Günü dolayısıyla TZOB Otel’de yapılan etkinliğe katılan Bakan Faruk Çelik, sulamada yaşanan sorunlara dikkat çekerek, bu alandaki sorunların toplulaştırma projesiyle çözülmesinin doğru olacağını söyledi. Çelik, yapılacak yasal düzenlemeyle sulama ve toplulaştırma problemlerinin giderileceğini belirtti. Vatandaşa sağlıklı, ekonomik gıda arzını kolaylaştırmayı hedeflediklerini vurgulayan Çelik, gelişmiş ülkeleri de bu çabaya ortak olmaya davet etti.

800 milyon insan aç

Bakan Çelik, "Dünyada insanlık gıdaya erişme konusunda çok ciddi sıkıntılarla karşı karşıya. Açlık var, 800 milyon insan aç. Bir milyar insan yoksul, neredeyse dünyanın nüfusunun üçte biri gıdaya erişim ve gıda elde etme açısından çok ciddi sorunlarla karşı karşıya. Tarıma ve tabiata duyarsızlığın önümüzde daha büyük sorunlar çıkaracağını hiçbir zaman unutmamalıyız" dedi.

Bombaların etkisi gündeme gelmiyor

Bakan Çelik, "Traktörün egzozundan çıkan gazın iklim değişimine etkisini tartışıyoruz güzel de bombaların etkisi nedir? Bombaların insan psikolojisine ve iklime ne gibi etkisi var, bunlar gündeme dahi gelmiyor. İnsanların mutluluğu hedefleniyorsa, bunlar bütün olarak ele alınmalı" dedi.

Toprak bütünlüğüne dikkat edilmeli

Çelik, Ortadoğu'nun terörden temizlenmeye çalışıldığını, bu noktada ülkelerin toprak bütünlüğü düşünülerek bir yürüyüş sergilenmesi gerektiğini belirtti. Çelik, "Şanlıurfa'nın yanı başında, Suriye'nin Kobani diye bir Kürt şehri var. Akçakale'nin karşısında Tel Abyad diye bir şehir var, bu şehir ise Arapların oluşturduğu bir şehirdir. Ceylanpınar'ın karşısında Suriye'de Resulayn diye bir şehir var, burası da Arapların oluşturduğu bir şehirdir. Siz tüm bu dengeleri dikkate almadan oraya ikide bir farklı bayraklar asmaya çalışırsanız, ne Kobani'de, ne Tel Abyad'da, ne de Resulayn'da huzurdan bahsedebilirsiniz" diye konuştu.

2 milyar hektar alan tehdit altında

Yeryüzünde yaklaşık 2 milyar hektarlık alanın, küresel ısınma, iklim değişikliği, çölleşme ve kuraklık tehdidiyle karşı karşıya olduğunu belirten Çelik, 1,5 milyardan fazla nüfusun bu tablodan etkilendiğini bildirdi. Ortalama küresel sıcaklığın 2015 yılında 0,6 santigrat derece arttığını ifade eden Çelik, deniz seviyesinin de 10-20 santimetre yükseldiğini kaydetti. Bu nedenle dünyanın bazı bölgelerinin sular altında kaldığını dile getiren Çelik, bazı kesimlerin ise su kıtlığı yaşadığını söyledi. Su kıtlığı yaşanılan bölgelerde, 2030 yılına kadar 700 milyon kişinin yurtlarından olacağının tahmin edildiğini aktaran Çelik, bu olumsuz gelişmelerden en çok tarımsal faaliyetlerin etkilendiğine dikkati çekti.

Çelik, iklim değişikliği ve kuraklık nedeniyle, 20. yüzyılın başından bu yana tarımsal ürünlerdeki genetik çeşitliliğin yüzde 75'inin yok olduğunu söyledi. Bakan Çelik, tedbir alınmazsa kuraklık sebebiyle mahsullerden alınan verimin yüzde 10-25 düşeceğinin hesaplandığını anlattı.

Dünyada israf edilen gıdanın değerinin 1 trilyon doları aştığını dile getiren Çelik, dünyanın en zengin yüzde 20'lik diliminde yer alanların, üretilen toplam gıdanın yüzde 76'sını tükettiğine işaret etti.

Çiftçi kafasına göre değil havzasına göre ekim yapacak

Türkiye'nin tarım konusunda taraf olduğu tüm uluslararası sözleşmelere uyum için çok ciddi çaba içinde olduğunu anlatan Çelik, şöyle dedi:

"Türkiye tarımsal hasıla bakımından Avrupa'nın en büyük tarım ülkesi konumundadır. 2023 yılı için konulan hedeflere ulaşmak için tarımsal üretimde de kaynakları verimli kullanmamız gerektiğinin farkındayız. Bu gerçekten yola çıkarak, 'Milli Tarım' projesini oluşturduk. Bunu masa başında yapmadık. 7 bölgede istişareler yaptık. Başbakanımızın da dediği gibi bundan sonra çiftçilerimiz, kafasına göre değil havzasına göre ekim yapacak."

“Fındık gönül rahatlığıyla tüketilebilir”

Bakan Çelik, gazetecilerin Türk fındığının İtalya'da "tehlikeli gıda maddeleri" listesine girdiğini hatırlatması üzerine, “Fındık gönül rahatlığıyla tüketilebilir. Bunlar büyük ölçüde politik değerlendirmelerdir. Yani piyasayı etkileme değerlendirmeleridir. Bunlara kulak asılmamasını özellikle ifade ediyorum. Herkes pazar elde edebilmek için bu şekilde kampanyalar yürütüyor. Bunların aslı astarı yok. Fındığı güvenle yiyoruz” dedi.

FAO Türkiye temsilcisi: Gıda talebini karşılamak zorundayız

Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilcisi Yuriko Shoji de, iklim değişikliğinin gıda güvenliğiyle ilişkisine işaret etti.

İklim değişikliği masaya yatırılmadan, açlık ve yoksulluğun sona erdirilemeyeceğini belirten Shoji, "Dünya nüfusunun 2050'de 9,6 milyara ulaşması bekleniyor. FAO, bu büyüyen nüfusu doyurabilmek için 2050'de tarımsal üretimin yüzde 60 artması gerektiğini tahmin ediyor. Öte yandan küresel sıcaklık yükselmesini 2 derecenin altında tutabilmek için emisyonların 2050'ye kadar yüzde 70 azalması bekleniyor. Emisyonları azaltırken bugüne kadar görülmemiş bir gıda talebini karşılamak zorundayız" dedi.

TZOB Başkanı Bayraktar: Mazot desteği önemli

TZOB Genel Başkanı Şemsi̇ Bayraktar ise dünyada gıdanın dağılımında bir sorun olduğuna değinerek, “Kimi ülkeler tüketebileceğinin çok fazla üzerinde gıda üretimi gerçekleştirirken, çoğunluğu Afrika ve Güney Asya’da olan çok sayıda ülke ise yeterli gıda üretimini yapamıyor” dedi.

Bayraktar, tarımdaki yapısal sorunların çözülmesi halinde sektörün Türkiye ekonomisine önemli katkı sunacağını belirterek, "Hedefimiz, Gayri Safi Milli Hasılaya 150 milyar dolarlık katkı sağlamak. Bu hedeflere ulaşacağımıza inanıyoruz. Eğer tarımımızı geliştirmek istiyorsak ve dünya ticaretinden gereken payı almak istiyorsak, verimliliği yakalamak zorundayız" diye konuştu.

Bayraktar, Ödemiş’te yapılan mazota desteğini çok önemsediklerini belirtti. Bayraktar, “Sayın Başbakanımıza, Bakanımıza ve bu pakete emeği geçenlere de çok teşekkür ediyoruz” dedi.

Bayraktar, iklim değişikliğinin etkilerinden çiftçilerin korunması ve desteklenmesi için gerçekçi ve kalıcı politikalar geliştirilmesi gerektiğini hatırlatarak, küresel anlamda koordinasyon ve iş birliği sağlanması gerektiğini söyledi.

Hedef 2030’da küresel düzeyde sıfır açlığa ulaşmak

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) kuruluş tarihi olan 16 Ekim, her yıl “Dünya Gıda Günü” olarak kutlanıyor. Örgüt, bu yılın temasını “İklim değişiyor, o halde gıda ve tarım da değişmeli” olarak belirledi.

BM takviminde en çok kutlanan günlerden biri olan 16 Ekim tarihi dünyada 150’den fazla ülkede etkinliklerle kutlanıyor. Bu etkinlikler açlıktan etkilenen kesimler ile herkesin gıda güvenliğine ve besleyici gıdaya ulaşma ihtiyacı hakkında farkındalık yaratıp eyleme geçilmesini teşvik ediyor.

Eylül 2015 tarihinde New York’ta yapılan BM Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’nde 192 ülke yoksulluk ve açlığı bitirmek, gezegeni korumak ve herkesin refahını sağlamak üzere bir taahhütte bulundu. 6 ay sonra iklim değişikliğine dair Birleşmiş Milletler Çerçeve Sözleşmesi’ne imza atan 177 taraf New York’ta toplanarak gıda güvenliğinin öneminin kabul edildiği İklim Değişikliğine dair Paris Sözleşmesi’ni imzaladı. 2030’da küresel düzeyde sıfır açlığa ulaşmak büyük bir hedef olmakla birlikte iklim değişikliğini masaya yatırmadan ulaşılabilecek bir hedef olarak görülmüyor.

 

İklim değişikliği, gıda güvenliği üzerinde önemli bir etkiye sahip bulunuyor. Kronik yetersiz beslenmeden etkilenen 800 milyon insanın birçoğunu, yüksek sıcaklıklardan ve iklimle ilgili afetlerden en çok zarar gören kesim olan küçük ölçekli çiftçiler, balıkçılar ve hayvancılıkla uğraşanlar oluşturuyor.