Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Tarım Projesi'nin her türlü takdiri ve desteği hak ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen Milli Tarım Projesi toplantısında yaptığı konuşmaya, misafirleri, salon ve salon dışında dev ekranlardan programı takip eden vatandaşları selamlayarak başladı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından geliştirilerek uygulamaya sokulan "Milli Tarım Projesi"nin hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, Aşık Veysel'in "Dost, dost diye nicesine sarıldım / Benim sadık yarim kara topraktır / Beyhude dolandım, boşa yoruldum / Benim sadık yarim kara topraktır" dizelerini okuyarak, "Sadık yarimiz olan toprağa hak ettiği değeri vermezsek sadece kendimizin, kendi neslimizin değil, topyekun insanlığın geleceğini tehdit altına sokmuş oluruz. Toprağa sırtını dönen insan en büyük ihaneti kendisine yapmış olur çünkü Rabbim bizlere topraktan yaratıldığımızı ve yine toprağa döneceğimizi haber veriyor." diye konuştu.
Hazreti Adem'den bu yana insanoğlunun hayatta kalmasını ve gelişmesini sağlayan hususların başında tarım ve hayvancılıktaki başarısının geldiğini dile getiren Erdoğan, "Şayet insanoğlu tarımı ve hayvancılığı, daha doğrusu bunların endüstriyel üretimini beceremiyor olsaydı medeniyetler kuramazdı. Çünkü tarım ve hayvancılık bu işle meşgul olan kişilerin ürünlerini sadece kendi şahsi ihtiyaçlarını karşılamak için değil tüm insanlığa sunmak için yürüttükleri faaliyetlerdir. Hayatımızı sürdürmek için ihtiyaç duyduğumuz ürünlerin, hizmetlerin belli meslek grupları tarafından yürütülmesi bizlere başka alanlara yönelme ve oralarda derinleşme imkanını sağladı. Tarım konusu diğer tüm işlerden farklı olarak insanlığın varlığını sürdürebilmesi için olmazsa olmazdır." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünyanın en kadim tarım ve hayvancılık coğrafyası olan Anadolu'da bugün her iki konuda da bulunulması gereken noktanın uzağında olunduğunu belirterek, "Topraklarımız var ama doğru planlama yaparak, yeterli teknik destek sağlayarak hakkıyla değerlendiremiyoruz. Meralarımız var ama et fiyatları almış başını gidiyor, ihtiyacımızı karşılayabilmek için ithalat yapmak zorunda kalıyoruz. Bu kabul edilebilir bir manzara değildir." dedi.
"Bu projeye hep birlikte sahip çıkmalıyız"
Bu hususları tekrarlamasının sebebinin Türkiye'de tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi konusundaki projelerin önemine dikkati çekmek olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce Başbakan Binali Yıldırım'ın vatandaşlarla paylaştığı "Milli Tarım Projesi"nin her türlü takdiri ve desteği hak ettiğinin altını çizdi.
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Havza Bazlı Üretimi Destekleme ve Hayvancılıkta Yerli Üretimi Destekleme adıyla iki başlık altında hayata geçirilmekte olan bu projeye hep birlikte sahip çıkmalıyız. Anadolu, dünyanın en kadim tarım ve hayvancılık coğrafyası olmasına rağmen maalesef bugün her iki konuda da olmamız gereken yerin epeyce uzağındayız. Topraklarımız var ama doğru planlama yaparak, yeterli teknik destek sağlayarak hakkıyla değerlendiremiyoruz. Meralarımız var ama et fiyatları almış başını gidiyor, ihtiyacımızı karşılayabilmek için ithalat yapmak zorunda kalıyoruz. Bu kabul edilebilir bir manzara değildir. Özellikle topraklarımız noktasında, şu azotlu gübreyle topraklarımızı mahvettik ve topraklarımız suyla buluştuğu zaman ne yazık ki çamur olup, akıp gidiyor. Doğallıktan uzak, tüm hastalıkların temelinde de ne yatıyor? O gübreleme yatıyor."
Bu reformla birlikte Türkiye'nin doğal gübreye dönmek durumunda olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Doğal gübreye dönerken de yapmamız gereken işlerin başında bana göre hani bu 'çöp atıkları' diyoruz ya bunları biz kompost gübreye çevirmek suretiyle gübrelemede rahatlıkla kullanabiliriz ve bunları kullanmak suretiyle de bu kimyevi azotun tehdidinden bütün bu tarımsal gıdalarımızı kurtarabiliriz, bunun üzerinde çalışmamızda büyük fayda var diye düşünüyorum. Şu anda sadece 30 büyükşehir belediyesi bu konularla ilgili adımını atsa, kompost gübre üretimini şu anda hızlandırsa buradan çok büyük nimet elde ederiz ve bunları biz kendimiz üretiriz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen "Milli Tarım Projesi" toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 2003-2015 yılları arasında yılda ortalama yüzde 4,7 büyürken tarımda bu oranın yüzde 2,3 olarak gerçekleştiğini ifade etti.
Türkiye'nin ithalatı ve ihracatının 4 kat artarken tarımsal ürünlerde ihracat artışının bu rakamın altında kaldığını ama ithalat artışının bunun üzerine çıktığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Tabii ki bugün tarımsal hasılada Avrupa'da bir numara olmamız, gerçek potansiyelimizi kullanabildiğimiz anlamına gelmiyor. Bölgesini ve hatta tüm dünyayı doyuruyor olması gereken Türkiye'nin gıda ve et ithalatı yapıyor olması ortada bir sorun olduğunun ifadesidir. İnşallah, Milli Tarım Projesi ile bu sorunların çözümü konusunda önemli bir adım atmış oluyoruz. Yeni destekleme modeli sayesinde ülke olarak aslında imkanlarımız yeterli olduğu halde plansız programsız iş yapılması sebebiyle sık sık karşılaştığımız arz açığı veya arz fazlası... Bu sıkıntının geride bırakılacağına inanıyorum. Aynı şekilde hayvancılıkta illerimize ve hayvan türlerine göre belirlenen teşvik modelinin de fiyatların dengelenmesi ve ithalatın önlenmesi noktasında beklentilerimizi karşılayacağımıza da bu noktada inanıyorum ve bunu temenni ediyorum.
Enflasyon hedeflerimize ulaşamamamızın en önemli sebebi gıda fiyatlarıdır. Enflasyon rakamları açıklandığı zaman, domates, biber bunlar söylendiği zaman gerçekten ağırıma gidiyor. Biz bu noktada domatesten, biberden dolayı enflasyonda olumsuz etkilenmememiz gerekir. Bunu rahatlıkla aşmamız gerekir. Bu topraklar, bu kadar verimli, bereketli olacak ve biz hala enflasyonda domates, biber, bunların fiyatından dolayı enflasyonda sıkıntı yaşayacağız. Olmaz. Bunu aşacağız."
"Envai çeşit peynir üreteceğiz ve dünyaya pazarlayacağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sebzede çeşitlerin de çok artması gerektiğini bildirdi. "19 tane sebze çeşidi nedir?" sorusunu yönelten Erdoğan, bunu artıracaklarını belirtti.
Bu topraklardan daha çok sebze üretileceğine işaret eden Erdoğan, "Bunları artırmamız lazım. Meyve çeşitlerimizi artırmamız lazım. Ne ararsan bulunur, derde devadan gayrı değil ha, derde deva. İnşallah bu olacak." dedi.
"Adamlara gidiyorsun bakıyorsun masaya peynirlerin envaiçeşidini getiriyorlar. Bizde niye olmuyor? Bacılarım bizde de olur mu? İstediğimiz peyniri yapar mıyız?" diye soran Erdoğan, "Yaparız. Bunların çeşidini artıracağız. Envaiçeşit peynir üreteceğiz ve ondan sonra da dünyaya pazarlayacağız." ifadesini kullandı.
Osmanlı'yı yıllarca güçlü bir şekilde ayakta tutan unsurlardan birinin de halkın bol ve hesaplı gıdaya erişimini sağlayacak iaşecilik sistemi olduğunu, Osmanlı'nın bunu başardığını vurgulayan Erdoğan, "Bizim de günümüz şartlarına uygun bir anlayışla vatandaşımızın gıda konusunda eksiklik yaşamasının önüne geçecek, fiyatları dengede tutacak bir sistemi kurmamız gerekiyor." diye konuştu.
Başbakan Binali Yıldırım'ın konuşmasında teşvikleri açıkladığına değinen Erdoğan, "Şimdi böyle teşvikler olduğuna göre bundan sonra ne kalıyor? Çalışmak." dedi.