Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü Gıda Kontrol ve Laboratuvarlar Daire Başkanı Neslihan Alper, Tarım TV'nin gıda denetimleri ile ilgili sorularını yanıtladı. Alper, bayram öncesi otellere 7 bin 88, restoranlara da yaklaşık 74 bin denetim gerçekleştirdiklerini kaydetti.
Haber: Ayşe Gül Ulucan ŞAHİN
Kamera: Ümit YILDIRIM
Kurgu: Neslihan AKTAŞ
Fotoğraf: İbrahim BAĞCI
Yaklaşan Kurban Bayramı öncesi önemli açıklamalarda bulunan Neslihan Alper, "Kurban Bayramı öncesi ve tatil yerlerinde, havaların sıcak olduğu aylarda denetimlerimizi daha çok artırıyoruz. Özellikle bayram öncesi ve bayram süresince. Otel ve restoranlara yönelik denetimlerimizi çok sıklaştırdık. Havaların sıcak olması ya da gıdaların muhafaza koşullarıyla ilgili sıkıntılardan dolayı gıda kaynaklı zehirlenmelerle çok fazla karşılaşabiliyoruz. Otellerde bu dönemde 7 bin 88 denetim gerçekleştirdik. Bunun 128’ine de idari para cezası uygulandı. Restoran bazında baktığımızda 74 bin civarında denetimimiz var. Yine yaklaşık 937 işletmeye de idari para cezası uygulanmış" dedi.
5996 Kanun kapsamında denetimleri gerçekleştirdiklerini kaydeden Neslihan Alper, "Bu kapsamda gıdanın çiftlikten sofraya dediğimiz anlayış içinde işlemlerimizi yapıyoruz. Üretim aşamasından son tüketim aşamasına kadar tüm aşamalarda gıdalar bizim kontrolümüz altında denetleniyor" dedi.
Alper, "Fiziksel ve mikrobiyolojik olarak bozulmamış, hijyenik açıdan hastalık yapmayan bir gıdayı güvenilir gıda olarak algılıyoruz. Bu süreç üretim, dağıtım, işlenme ve son tüketim aşamasına kadar geçerli" dedi.
Bir ürünün üretiminden itibaren tüketiciye ulaşana kadar hijyenik koşullarda işlemlerin yürütülmesi gerektiğini belirten Alper, gıdaların soğuk zincir aşamasını takip ederek tüketiciye sunulması gerektiğini ifade etti. Neslihan Alper, "Hiçbir şekilde insanların sağlığını bozmayacak mikroorganizmalardan arınmış, bozulma olmayan, kimyasal, mikrobiyolojik ve fiziksel hiçbir şekilde tehlike oluşturmayan gıdalar olması güvenilir gıda zinciri için önemli" şeklinde konuştu.
Alper, genelde denetimlerin habersiz yapıldığını hiçbir şekilde işletmeye haber verilmediğini ancak bunun birkaç istisnası olduğunu söyledi.
Alper, kurbanla ilgili denetimlerin yanında unlu mamüller, şekerlemeler üreten işletmelerdeki denetimlerin de arttığına işaret etti.
Taklit ve tağşişin tanımını yapan Neslihan Alper, "Sizin elinizde bir ürün var. Siz bunu peynir diye satıyorsunuz. Ama bu bir peynir değil. Bu taklide giriyor. Ya da elinizde bir ürün var içindeki bileşenler belli ama siz onun içine bir şey katıyorsunuz. Ya da içeriğini değiştiriyorsunuz. Bu da tağşişe girebiliyor. Bu konuda gerçekten çok hassasız. Bakanlık olarak çok üzerine gidiyoruz. Taklit ve tağşiş, sağlığa aykırı ürünler. Gerekli bütün yaptırımları yapıyoruz. Ürünleri toplatıyoruz, idari para cezaları var. Sağlığa aykırı ürünlerse eğer, savcılığa suç duyurusunda bulunuyoruz. Buna ilaveten yine kanunun bize verdiği yetkiyle bu bilgileri hem taklit, tağşiş hem insan sağlığına aykırı ürün üreten satan firmaları kamuoyuyla da paylaşıyoruz. Buna ilgi gerçekten çok yüksek. Buradaki amaç halkımızın bilinçlenmesi ve bilgilenmesi. Bu bize neyi sağlıyor? Halk tüketici olarak ürünleri inceleyerek alıyor. Etiket bilgisini okumaya dikkat ediyor. Gözüne çarpan bir olumsuzluk varsa bunu da geri bize bildiriyor. Hem ALO 174 Gıda Hattı hem BİMER’e şikayet gibi. Bunların denetimimize çok büyük katkısı oluyor" şeklinde konuştu.
Alper, "15 bin 466 lira şu anki güncel ceza rakamı. 2015 yılında 65 milyon TL’nin üzerinde sadece sırf bu iş için ceza kesildi. Geçen sene biz 750 bine yakın denetim yaptık. Cezai yaptırımların düzenlenmesiyle ilgili bir torba kanun taslağımız var. Bakanımızın da büyük desteği var. Onun desteğini de arkamıza alarak çalıştık. Katlamalı cezalar öngördük. İşletmelere belirli periyotlarla kapatmalar, faaliyetten menler var. Tekrarlarla 200 bin TL'ye varan cezalar olabilecek" dedi.
Neslihan Alper, "Kendi web sayfamızdan tarim.gov.tr adresinden denetimlerimizle ilgili taklit ve tağşiş ya da insan sağlığına aykırı ürün üreten firmaları kamuoyuna duyuruyoruz. Bu şekilde halkın bilinçlenmesini sağlıyoruz. Önemli gördüğümüz konularla ilgili kamu spotlarımız oluyor. Eğitim Yayım ve Yayınlar Dairemizin yapmış olduğu çok çeşitli yoğun eğitimler, programlar var. Tarım TV’de farklı konularda programlar yapıyoruz. Buradan bilgilere halkımız ulaşabiliyor. Ayrıca iyi hijyen kılavuzlarımız var. Bunları web sayfamıza koyuyoruz. İlgili olan herkes oradan içeriklere ulaşabilir" dedi.
"Rutin denetimlerimizin haricinde bizim ALO 174 Gıda Hattı ve BİMER ihbar ve şikayet denetimlerimiz de var" diyen Alper, herhangi bir vatandaşın ALO 174 Gıda Hattı ya da BİMER üzerinden ihbarda bulunduğunda çok hızlı bir şekilde denetimlerin gerçekleştirildiğini vurguladı.
Alper, "Gıda Güvenliği Bilgi Sistemi dediğimiz bir yazılım sistemimiz var. Tüm Türkiye’deki denetimleri, denetçileri, hangi laboratuvara gitmiş, ne analizi yapılmış, sonucu ne çıkmış, hangi para cezası kesilmiş gibi bütün bu bilgileri bu yazılım sistemi üzerinden takip ediyoruz. Yazılım sisteminin içinde bir denetçi bir işletmeye gittiğinde neleri baz almış, risk olarak ne belirlenmiş, bir sonraki denetim tarihi ne olmalı, bunları görebiliyoruz. Yani denetçi oradaki risk durumuna, hijyenik durumuna baktığında, ürünün riskini değerlendirdiğinde onunla ilgili bir puan veriyor. Ve bu puana göre bu yazılım sistemi o işletmenin bir sonraki denetim tarihini belirliyor. Bu bizim için çok önemli bir faktör" ifadesini kullandı.
Ürünlerin riskine göre uygun sıklıkta denetleme yaptıklarını kaydeden Alper, "Hayvansal ürünler çok daha çabuk bozuluyor. Et, balık ve süt ürünleri gibi. En çok zehirlenmeleri bunlarda görüyoruz. Dolayısıyla biz bu ürünleri daha sık daha fazla oranda denetliyoruz. Ama diğer ürünlerimizde kendi riskine göre periyod seçiliyor. Yani bazı işletmeler ayda bir denetlenirken, bazı işletmeler 3 ay ya da 6 ayda bir denetleniyor. Burada tamamen o ürünün riski önemli. İşletmenin hijyen koşulları çok önemli. Yine işletmenin yapmış olduğu oto kontroller varsa bunların sonuçları, denetçinin gittiği andaki denetimle ilgili bilgiler bunların hepsi değerlendirilerek riski belirliyoruz" vurgusu yaptı.
Alper, "Et riskli ürünler arasında yer alan bir kategori. Kurban Bayramı bizim için önemli bir bayram. Etlerin kesilmesi, muhafaza edilmesi, tüketilmesi aşamasında çok dikkat edilmesi gerekiyor. Çünkü çok çabuk bozulabilen, zehirlenme yapabilen, bakteri üreyebilen bir ürün. Kesimin hijyenik koşullarda olması ilk şart. Kesimden sonra etin bir süre dinlendirilmesi lazım çünkü et sertleşiyor. Dinlendirme sonrasında eti pay ediyoruz, dağıtıyoruz. Etlerin bütün olarak buzdolabına konmaması lazım. Eti çözündürürken mutlaka buzdolabı sıcaklığında çözündürmek lazım. Dondurulmuş ürün tekrar dondurulmamalı" ifadesinde bulundu.
Neslihan Alper, "Bildiğiniz gibi 5996 Sayılı Kanunla birlikte o işletmedeki gıdayla ilgili bütün sorumluluk gıda işletmecisine verilmiş durumda. Gıda işletmecisi ürettiği ürünün üretim aşamasından, işleme, dağıtım, depolama, muhafaza ve son tüketiciye kadar ki tüm aşamalarından sorumlu. Bu süreçte riskli bir ürün üretiyorsa ürettiği ürünün nev’ine göre orada sorumlu bir uzman çalıştırmak zorunda" dedi.
Ambalajlı gıdanın çok önemli olduğunu vurgulayan Alper, "Ambalajlı gıdaların alınmasını öneriyoruz. Tüketicinin ilk bakacağı şey ambalajın hasarsız olması. Üzerinde etiket bilgilerinin olması gerekiyor. Adının, markasının, ürün bilgilerinin olması gerekiyor. Bu bilgilerin silik olmadığını kontrol etmeli. Bakanlığımızdan aldığı işletme kayıt ya da onay numarası olduğunu mutlaka görmeli. Son kullanım tarihi ya da daha az riskli ürünler için tavsiye edilen tüketim tarihi dediğimiz bunların bulunduğunu kontrol etmeli. Alerjen ürün var mı bunu kontrol etmeli. Uygun şekilde mi muhafaza ediliyor?" değerlendirmesinde bulundu.
Neslihan Alper, "ALO 174 Gıda Hattı bizim başarılı projelerimizden birisi. 2009 yılında başladı. En iyi denetçi tüketicinin kendisidir felsefesinden yola çıkılarak oluşturulan bir proje. Halkımızın çok büyük bir ilgisi, desteği var. Son yıllarda da denetimlerimizin büyük çoğunluğunu ALO 174 Gıda ihbar ve şikayetlerle desteklendiğini görüyoruz. Bize yüzde 40’a varan bir destek sağlıyor. Her yerde bizim denetçimiz var ve herhangi bir uygunsuzluk bize bildiriliyor. Turistler için Alo Gıda’yla ilgili İngilizce afişler de bastırdık. Onlar da şikayetleri varsa bize bildirsinler diye. İki tane İngilizce bilen eleman aldık. Engelli konuşamayan vatandaşlarımız için işaret diliyle konuşabilen bir eleman aldık. Engelli vatandaşımız online olarak ALO 174 Gıda Hattı üzerinden şikayetini bildirebilecek. Yaptığımız başka bir çalışma da, akıllı telefonlar için yazılımlar yaptık. ALO 174 uygulaması var. Bunu telefonunuza indirdiğinizde telefonunuzdan da anında ihbar ve şikayet yapabiliyorsunuz" vurgusu yaptı.
Alper, "Bizim gıda denetimlerini gerçekleştirdiğimiz gıda kontrol görevlilerimiz var. Bu kontrol görevlileri hem il hem de ilçelerde görevlendiriliyor faaliyet alanlarına göre. Farklı yerlere denetimlere gidiyorlar. Bu kontrol görevlilerimiz için hizmet içi eğitimlerimiz var. Bunun dışında ayrıca Avrupa Birliği Komisyonu’nun Sağlık ve Gıda Güvenliği Genel Müdürlüğü ile olan bir çalışmamız var. Yurtdışına yetkili arkadaşlarımızı eğitim için gönderiyoruz. Yeni başlayan bir projemiz var. Avrupa Birliği IPA kapsamında yurtdışıyla yaptığımız 2 yıllık bir proje. Fransa ve Macaristan ortaklığıyla yapıldı. Bu 2 sene boyunca bin 400 personelimizi farklı konularda farklı sürelerle eğitim aldıracağız. Mevcut alt yapılarını ve bilgilerini geliştirmelerini hedefliyoruz. Projenin ismi "Resmi Kontroller Hayvan Refahı. Zoonozlar ve Hayvansal Yan Ürünlere İlişkin Kapasitenin Geliştirilmesi" ifadesine yer verdi.