Hafta sonu Bursa'ya giden Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik burada çeşitli temaslarda bulundu.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik hafta sonu Bursa’daydı. Askere gidecek 50 gencin uğurlama törenine katılan Çelik ardından AK Parti Osmangazi İlçe Gençlik Kollarınca düzenlenen 1 Usta 10 Çırak Gençlerle Buluşma Programı'nda konuştu. Bakan Çelik daha sonra Yıldırım Belediyesi tarafından 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla düzenlenen tekerlekli sandalye dağıtım törenine katıldı.
Merkez Osmangazi ilçesinde askere gidecek 50 gencin uğurlama törenine katılan Çelik, burada yaptığı konuşmada "Bin bir türlü sorunumuz var ama çok şükür gençlerimiz var. Gençler bizim geleceğimiz, bu ülkenin ilelebet payidar olması ve ay yıldızlı bayrağımızın göklerde dalgalanması konusunda en ufak bir endişemiz yok" dedi.
Çelik sözlerini şöyle sürdürdü:
"Askerlik çağına gelen gençlerimizin seve seve, koşa koşa vatan savunması Cumhuriyetimizin ve devletimizin kuruluşunda nasıl kendilerine cansiparane vatan için feda ettiklerinin şahitleriyiz. Bunu tarih kitaplarında hep beraber okuyoruz. Bugün de dört tarafımız gerçekten sıkıntılarla çevrili. Bin bir türlü sorunumuz var ama çok şükür gençlerimiz var. Gençler bizim geleceğimiz, bu ülkenin ilelebet payidar olması ve ay yıldızlı bayrağımızın göklerde dalgalanması konusunda en ufak bir endişemiz yok. Çünkü askerliğe susamış, vatanını savunma konusunda ve görevini yapma konusunda gerçekten fedakâr ve göğsü iman dolu gençliğimiz var."
Uğurlama töreninin ardından gençler, Çelik'e, günün anısına plaket sundu.
Bakan Çelik, 1 Usta 10 Çırak Gençlerle Buluşma Programı'na katıldı
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Bursa’da AK Parti Osmangazi İlçe Gençlik Kollarınca düzenlenen 1 Usta 10 Çırak Gençlerle Buluşma Programı'na katıldı. Çelik burada yaptığı konuşmada dünyada, bölgede ve Türkiye'de önemli gelişmelerin yaşandığını söyledi.
Çelik, "Batı vicdanı, Doğu ise aklı yeniden keşfederse dünyada huzur olur. Eğer batı vicdanı keşfetmez, eğer doğu aklı keşfetmez, aklı değerlendirme konusunu gündeme getirmezse vay dünyanın haline, vay bölgenin haline." dedi.
Gelişmiş ülkelerin ekonomisindeki ciddi durağanlığın tüm ülkelere yansımaları bulunduğunu, küresel büyümenin negatif istikamette olduğunu, dünya ekonomisinin küçüldüğünü dile getiren Çelik, "Dünyada büyük eşitsizlikler var, 62 zenginin serveti, 3 milyar insanın servetine eşit." diye konuştu.
Güçlünün haklı olduğu bir dünyada yaşandığını, evrensel değerlerin rafa kaldırıldığını dile getiren Çelik, şöyle konuştu:
"Yanı başımızda Ortadoğu'da 100 yıldır huzurun 'h'si bile kalmadı. Çok ciddi sorunlarla karşı karşıya bulunduğumuz Ortadoğu'da kartların yeniden açılmaya başladığı bir süreçte bulunuyoruz. Avrupa Birliği'nde ırkçı akımlar hız kazanmaya, gelişmeye, büyümeye başladı. Avrupa Birliğinde faşizan sesler yükselmeye başladı ve ırkçı partilerin ayak seslerinin iyiden iyiye duyulduğu bir Avrupa tablosuyla karşı karşıya olduğumuz bir süreci hep beraber izliyoruz."
Medeniyetimiz ihya ve imar medeniyetidir
Çelik, tarihte birçok medeniyetin var olduğunu, bunlardan bazılarının birbirini yok ettiğini belirterek, "Bizim medeniyetimiz imha medeniyeti değil bizim medeniyetimiz ihya medeniyeti ve imar medeniyetidir. Toprağımızın büyüklüğü 22 milyon kilometrekareydi. Şimdi 780 bin kilometrekareye geriledik. O büyük imparatorluk dağıldığı zaman 30 ülke o imparatorluktan çıktı ama 30 ülkenin içerisinde hiçbir ülke resmi dil olarak Türkçeyi kullanmadı. Medeniyetimizde sömürgecilik yok. Olsaydı 30 ülkeden biri, ikisi, 5'i, 10'u Türkçe konuşmak zorunda kalırdı." diye konuştu.
Kapitalizmin büyük balığın küçük balığı yuttuğu bir felsefeye dayandığını dile getiren Çelik, "Bizim medeniyetimizde ise büyük balık küçük balığı tutar ve kaldırır. Bizim medeniyetimiz bir bilim medeniyetidir. Çünkü bize ilk 'oku' emredilmiştir. 'Oku' medeniyetidir, bizim medeniyetimiz. Bugün Batı bizden çok şeyler aldı ve bu noktalara geldi. Dünyanın gelişmesinde bizim 'oku' medeniyetinin çok büyük tesiri var." ifadelerini kullandı.
Dünya bizi seyrediyor
Bakan Çelik, "AK Parti iktidarıyla değişen nedir" diye sorulduğuna değinerek, "AK Parti iktidarıyla bu şanlı ecdadın bize 'Ezik yürümeyin. Dimdik yürüyün, alnınız açık, dünyaya şeref veren dünyayı aydınlatan bir ecdadın torunları olarak bizi doğru temsil edin' tembihi gereği sizler ve bizler dimdik yürüyoruz, dünya da seyrediyor bizi." dedi.
Batının sömürü yönü olduğunu dile getiren Çelik, "Böyle bir yönleri var ama bir gerçeği teslim edelim. Çalıştılar ve ürettiler. Başarılı oldular ve bizi geçtiler. Peki, biz ne yaptık? Biz, medeniyetimiz vaaz etmemesine rağmen aklı terk ettik. Onlar aklı kullandılar Ortaçağ'dan çıktılar, biz aklı terk ettik yerimizde saymaya başladık. Batı bizden alması gerekeni aldı ve bizi geçti. Bu geçiş iktisadi bir geçiştir, ekonomik anlamda bir geçiştir. İnsanlık anlamında bir geçiş söz konusu değil. Batı vicdanı, doğu ise aklı yeniden keşfederse dünyada huzur olur. Eğer batı vicdanı keşfetmez, eğer doğu aklı keşfetmez, aklı değerlendirme konusunu gündeme getirmezse vay dünyanın haline, vay Türkiye'nin haline."
Terörü terörle temizleme savaşıyla karşı karşıyayız
Bakan Çelik, 20'nci yüzyılda iki büyük dünya savaşının ve soğuk savaş döneminin yaşandığını, milyonlarca insanın hayatını kaybettiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Şimdi de 'terörle mücadele' adı altında Ortadoğu'da yeni bir savaşla karşı karşıyayız. Terörü terörle temizleme savaşıyla karşı karşıyayız. Ortadoğu'da 100 yıllık taksimatın güncellemesi yoğun bir şekilde yapılıyor. 100 yıl önce sosyal taraflar olarak insanlara bakılmadı. 'Kim oturuyor bu coğrafyada, şunlara bir bakalım da sınırları belirlerken ona göre belirleyelim' demediler. Petrol haritalarına bakarak sınırları belirlediler. 'Şu alanı falanca beyefendiye versek sömürü iyi devam eder mi ya da artar mı' noktasında olaya baktılar ve cetvelle sınırları çizdiler. Bugün aynısını yapmaya çalışıyorlarsa ki ben şahsen öyle bir izlenim alıyorum. Eğer yine masa başında, menfaate dayalı vicdansız bir şekilde cetvelle sınır belirlemeler devam ederse Ortadoğu'yu bugünden çok daha öte felaketlerin beklediğini, coğrafyamızı büyük felaketleri beklediğini belirtmekte bir mahzur görmüyorum."
Türkiye'nin, 3 milyon Suriyeli mülteciye kucak açtığını anımsatan Çelik, "Bizde para çok mu? Yok. O zengin ülkelere baktığınız zaman bizim o kadar paramızın olmadığını rahat bir şekilde söyleyebiliriz. Bizde para yok ama bizde insanlık gani. Onlarda para çok, onlara diyoruz ki 'İnsanlık hani?' Milletimizden Allah razı olsun." diye konuştu.
Çelik, "barış" diyenlerin en çok silahı satanlar olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Niye silah satıyorsunuz? Daha çok insan ölsün diye mi? Demokrasi derler, darbeye karşı çıkmazlar. Seyrederler ve 'Bir anlam veremedik' gibi garip garip yorumlar yaparlar. 'İnsan hakları' derler mültecileri seyrederler. Akdeniz'in bebek mezarlığına döndüğüne seyirci kalırlar. 'Terörle mücadele' derler, teröristlere kucak açarlar. Şimdi Avrupa Birliğinin, savunduğu bütün değerleri ayak altına alan bir tutum içine girdiğini ne yazık ki ibretle izliyoruz. Avrupa Parlamentosu bir karar alıyor. 'Türkiye ile müzakereler askıya alınsın' diyor. Neden? Gerekçeleri var, bir tanesinde diyor ki, 'Bu HDP vekillerini neden tutukladınız? HDP milletvekilleri değil, hiçbir milletvekilinin tutuklanmasına hiçbir AK Partili rıza göstermez. Hiçbir milletvekili tutuklanmamalı, milletin vekili çünkü o. Olur mu öyle şey ama milletin vekili olacaksın."
AB'nin Türkiye'nin dâhil olmasıyla küresel bir güç olmasından yanayız
Türkiye'nin uzun yıllardır yüzünü Batı'ya çevirmiş bir ülke olduğunu belirten Çelik, "Halen aynı kararlılıktayız. Biz bunu inkâr etmiyoruz. Yönümüzü Batı'ya çevireceğiz. Biz Batı'nın kriterlerinden rahatsızlık duymuyoruz. Batı'nın kriterlerinin, Türkiye'ye evrensel kriterlerin gelmesinden yanayız. Tüm uyum yasalarının çıkmasından yanayız ve milletvekili arkadaşlarımız bununla ilgili büyük çabalar sarf etti. Biz Batı'nın çifte standardından rahatsızız. 'Nasıl bir örnek var, Sayın Bakanım?' diye soracaksınız. Fransa'da olağanüstü hal var diyorlar ki 'Saygılıyız', Türkiye'de olağanüstü hal, ona da 'Kaygılıyız' diyorlar." ifadelerini kullandı.
Bakan Çelik, Avrupa Birliğinin gidişatı nedeniyle kaygılı olduklarını dile getirerek, "Biz Avrupa Birliğinden yanayız, kriterlerden yanayız, Batı'dan yanayız. Çifte standarda karşıyız ama siz kendi bünyenizdeki ırkçı hareketlerden dolayı bunun faturasını Türkiye'ye kesmeye çalışıyorsanız, bu çifte standarda dönüşüyorsa ve uygulamalarınızla bütün kriterleri ayaklar altına alıyorsanız, esas biz sizin gidişatınızdan kaygı duyuyoruz. Yalnız biz mi? İngiltere de başka ülkeler de kaygı duyuyor. Biz Avrupa Birliğinin Türkiye'nin dahil olmasıyla küresel bir güç olmasından yanayız." diye konuştu.
"Kimsenin toprağında gözümüz yok" diyen Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ama komşumuz ve her sorunu bize geldiği için, faturayı biz ödediğimiz için bizim Ortadoğu'da sözümüz var, kardeşim. Biz nesne mesne olmayız, biz Ortadoğu'da özneyiz, özne. Bundan dolayı PKK'yı üzerimize salıyorlar, DEAŞ'ı üzerimize salıyorlar, bundan dolayı FETÖ'yü üzerimize salıyorlar. Buradaki amaç, Türkiye'nin kendi sorunlarıyla içe dönük kalması ve dışarıda Ortadoğu'daki gelişmelere vaziyet etmemesi, orada olmaması için bizi içeride meşgul etmeye dönük entrikalarla karşı karşıya olduğumuzu hiçbir kardeşimizin unutmamasını istirham ediyorum."
Çelik 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde konuştu
Bakan Çelik Bursa’daki temaslarını Yıldırım Belediyesi tarafından 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla düzenlenen tekerlekli sandalye dağıtım törenine katılarak sonlandırdı. Çelik burada yaptığı konuşmada, insanın çok ama insanlığın kıt olduğu, bir damla petrolün bir damla kandan daha kıymetli görüldüğü bir dönemin yaşandığını söyledi.
Dünyada sefaletle sefahatin, varlıkla yokluğun iç içe olduğunu belirten Çelik, "Diğer taraftan Cenabıallah'ın emri çok açık. Diyor ki 'Ben insanı varlıkların en şereflisi olarak yarattım. Yaratılanların en şereflisi insandır.' Demiyor ki 'Kolu olanı en şerefli yarattım', 'Gözü olanı en şerefli yarattım', 'Engeli olmayanı en şerefli yarattım' demiyor, Allah. Onun için bu gece vesilesiyle diyorum ki kolun olmaması, gözün olmaması, kulağın duymaması engel değildir. Engel olan şey vicdanların paslı olmasıdır." diye konuştu.
Birileri teröristlere gösterdiği ilgiyi mülteci çocuklarına göstermiyor
Bakan Çelik, dünyadaki gelişmelere dikkati çekerek, "Ortadoğu'da, yanı başımızdaki ülkelerde sadece insanlar ölmüyor, öldürülmüyor. Aynı zamanda insanlık ölüyor ve insanlık öldürülüyor. Bu çerçeveden baktığımız zaman, bu olup bitenlere karşı bir merhamet ülkesi olarak, insana değer veren bir ülke olarak sesini yükselten tek ülkenin Türkiye olduğunu görüyorsunuz. Birileri teröristlere gösterdiği ilgiyi ne yazık ki mülteci çocuklarına göstermiyor. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla engelli kardeşlerimize hiç olmazsa yılda bir gün de olsa bu ilgiyi göstermiyor ama çok şükür bakınız Valiliğimiz, Kaymakamlığımız ve devletin bütün yetkilileri olarak biliniz ki biz sizin yanınızdayız ve yanınızda olmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Çelik, Hükümetin engellilerin sosyal konumunu güçlendirmek için çok önemli adımlar attığını vurguladı. Engelliler Kanunu'nu çıkarttıklarını anımsatan Çelik, şunları söyledi:
"Bu kanunu çıkarttık. Arkasından Anayasa'da değişiklik yaparak engelli kardeşlerimize pozitif ayrımcılık sağlayacak düzenlemeler yaptık. Evde bakım uygulaması getirdik. Binlerce kardeşimiz bu imkândan yararlanıyor ve devlet olarak engel tanımaz bir noktaya taşıma konusunda elimizden gelen desteği veriyoruz. Kardeşlerimize ücretsiz seyahat imkânını sunma gayreti içerisinde olduk. Engelli çocuğu olan anneye erken emekli olma imkânlarını getirdik. En önemlisi de kamuda 5 bin 700 engelli kardeşimiz memur olarak çalışırken, çok şükür 10-12 yıl içerisinde bu rakam 50 bine geldi, 49 binin üzerinde kardeşimiz şu anda kamuda memur olarak çalışıyor. Yine gerek özel sektörde gerek kamuda işçi olarak 99 bin kardeşimiz istihdam edilmekte, çalışmalarını sürdürmektedir."
Çelik, Türkiye'de engelsiz bakışın yaygınlaşması gerektiğini dile getirerek, engelin ne olduğunu anlamakta zorlananların daha sağlıklı bir bakışa kavuşmalarını temenni ettiğini söyledi.