Başbakan Binali Yıldırım tarafından açıklanan, ülke tarımına getirdiği yeniliklerle kamuoyunda ses getiren Milli Tarım Projesi'ni en yetkili ağızlardan biri olan Bitkisel Üretim Genel Müdür Vekili Mesut Akdamar ile konuştuk. İşte Milli Tarım Projesi'nin ayrıntıları.
Röportaj: Ercan AKSOY
Kamera: Ekrem ALACAPUNAR
Başbakan Binali Yıldırım’ın İzmir’in Ödemiş ilçesinde açıkladığı Milli Tarım Projesi üreticileri umutlandırdı. Havza bazlı üretim modelini getiren proje; tarım ve hayvancılıkta destek ödemeleri, bölgelere göre yetiştirilebilecek ürünler, korumaya alınan ovalar, stratejik ürünler, zirai ilaç ve organik gübre kullanımı gibi konuları içeriyor.
Bitkisel Üretim Genel Müdür Vekili Mesut Akdamar Milli Tarım Projesi’nin bitkisel üretim ayağını Web Tarım TV’ye anlattı.
“Milli Tarım Projemizin iki tane temel dayanağı var” diyen Akdamar, bunların bitkisel üretimle ilgili olan üretime dayalı havza bazlı destekleme modeline geçiş ve hayvancılıkla ilgili planlamalar olduğunu belirtti. Projenin özellikle yerli üretimi artırmayı ve yerli üretime dayalı sisteme geçişi kapsadığını dile getiren Akdamar havza bazlı destekleme modelinin temel unsurunun tarımsal üretimde planlı uygulamaya geçişi ve ülkemizdeki tarımsal hasılayı artırmayı hedeflediğini kaydetti.
Mesut Akdamar planlı üretim için tarımsal desteklemeleri yeni sistemde daha etkin bir hale getirdiklerini ifade etti. Akdamar, destekleri daha rasyonel, yönlendirici ve etkin kullanmayı planladıklarını ve desteklenecek ürünlerde arz talep dengelerini dikkate aldıklarının altını çizdi.
Buğday tüm havzalarda yetiştirilecek
Ürünlerin ekolojisine uygun alanlarda yetiştirilmesini, bu konu değerlendirilirken de toprak ve su kaynaklarını korumayı ve sürdürülebilir kullanımını baz aldıklarını dile getiren Akdamar, ihtiyaç duyulan ve ülkemiz için önemli olan stratejik ürün diye tabir edilen ürünlerin planlamasını yaptıklarını ifade etti. Akdamar, örnek olarak buğdayda ülke nüfusu, günlük kişi başı tüketim, yıllık turist sayısı hesaplanarak ülkemizin ihtiyacı olan miktarın belirlendiğini, bu miktarın hangi alanlarda ne kadar üretilebileceğine bakıldığını ve 941 havza olarak belirlenen sistemdeki yerlerin tamamında stratejik ürün olarak kabul edilen buğdayın bütün bu havzalarda yetiştirilmesine karar verdiklerini söyledi. Akdamar aynı şekilde hangi ürünün hangi havzada ne kadar üretileceğinin de planlandığını ifade etti.
Mesut Akdamar, bu planlama yapılırken uygun ekoloji dikkate alındığından hem ürünün kalitesinde hem de miktarında artış olacağının da altını çizdi. Sistemin direk verim ve kapasiteyi baz aldığını belirten Akdamar, ülkemiz için planlı bir üretim sistemine geçişin sağlandığını kaydetti.
Su kısıtı olan bölgede az su isteyen ürüne yüzde 50 daha fazla destek
Mesut Akdamar hangi havzada hangi ürünün yetiştirilebileceğinin planlamasını yaptıklarını fakat isteyen üreticilerin yine de kendi seçmiş oldukları ürünleri yetiştirmekte özgür olduklarını kaydetti. Sistemin belirlenen ürünleri yetiştiren üreticilere destek ödemesi sağladığı için üreticilerin de bu sisteme hem kazanç hem de ülke tarımını geliştirmek adına dâhil olacaklarını düşündüklerini söyledi.
Projeyi oluştururken iklim faktörleri, toprak özellikleri, topoğrafya ve su kısıtı başlıklarına göre değerlendirme yapıldığını ifade eden Akdamar, su kısıtının önemli bir ölçü olduğunu bunun ise yer altı kaynağı ve bitkinin su tüketiminin değerlendirilmesi anlamına geldiğini belirtti. Akdamar, bu bağlamda yeni bir uygulamaya geçileceğini ve yer altı sularının kısıtlı olduğu bir alanda daha az su tüketen bitkilerin yüzde 50 daha fazla destekleneceğini ifade etti. Sistemin çok fazla su tüketen bitkileri bu havzalarda önermediğini belirten Akdamar, Devlet Su İşleri’nden aldıkları verileri il ve ilçe müdürlüklerinde elde ettikleriyle karşılaştırarak oluşturdukları 47 havzada daha az su tüketen bitkileri belirlediklerini dile getirdi.
Akdamar, Başbakan Binali Yıldırım’ın İzmir’de açıkladığı gibi, sistemin “Kafana göre değil havzana göre ürün yetiştir” mantığıyla hareket ettiğini kaydetti.
Projenin oluşma aşamasında geniş bir alanda özellikle üniversitelerle işbirliği halinde çalışıldığını belirten Akdamar sistemin bilimsel temellere dayandığını kaydetti. Havzalarda yetiştirilecek ürünlerin belirlenmesi konusunda yaptıkları bilimsel çalışmaları bölge incelemeleri ve yüz yüze görüşmeler şeklinde saha araştırmalarıyla, ürünlerin fiyat, maliyet, ithalat ve ihracat değerlerinin analizleriyle de desteklediklerini dile getiren Mesut Akdamar, ürün skalasının belirlenmesi esnasında konunun bizzat muhatapları olan çiftçiler, ziraat odaları, borsalar ve ilçe müdürlükleriyle birebir görüşüldüğünü belirtti.
Tek başvuru iki destek
Mesut Akdamar sistemdeki en büyük yeniliklerden bir tanesinin de bürokratik işlemlerin en aza indirilmesi olduğunu ifade etti. “Üreticilerimizi devamlı il ve ilçe müdürlüklerine yormayacağız.” diyen Akdamar yılda bir başvuruyla iki ödeme yapılacağını belirtti. Akdamar, ödemelerin üreticilerin kaynağa en fazla ihtiyaç duydukları dönemler olan Nisan-Mayıs girdi ile ilgili desteklerin ve Eylül-Ekim aylarında hasatla ilgili ödemelerin yapılacağını kaydetti.
Alan bazlı destekleme sistemi
Önemli bir yenilik olan alan bazlı destekleme sisteminin üretime dayalı olduğunu vurgulayan Bitkisel Üretim Genel Müdür Vekili Mesut Akdamar, bu sistemin kendilerine denetim kolaylığı sağlayacağını ifade etti. Akdamar, daha önce yalnızca ticarete konu edilen ürünlerin desteklendiğini fakat bundan böyle üreticilerin ticarete konu etmedikleri ürünlerinin de desteklemeye dâhil edileceğini kaydetti.
“Mazotun yarısı sizden yarısı bizden”
Sistemdeki bir başka önemli yeniliğin Başbakan’ın “Yarısı sizden yarısı bizden” diyerek açıkladığı mazot desteği olduğunu dile getiren Mesut Akdamar, üreticilerin ürün yetiştirmek için kullandıkları mazotun maliyetinin yarısını Bakanlığın karşılayacağı müjdesini tekrarladı. Akdamar, her ürün grubuna göre bu maliyetin araştırma enstitülerince belirlendiğini ifade etti. Akdamar, mazot ve gübre desteğinin havza bazlı olarak değil tüm Türkiye genelinde uygulanacağını da sözlerine ekledi.
Fındık ve yem bitkilerinin daha önce alan bazlı desteklemeye tabi olduğunu belirten Akdamar bu iki ürün grubunu da sisteme dâhil ettiklerini ve Türkiye’nin neresinde üretilirse üretilsin destekten faydalanılabileceğini kaydetti.
Tarımın vazgeçilmez unsurlarından ikisini oluşturan su kısıtı ve ekim nöbetinin sistemdeki en önemli iki yenilik olduğunu da özellikle vurgulayan Akdamar, bir tarlada aynı ürünün sürekli olarak ekilmesinin toprağın yorulmasına, içerisindeki organik madde miktarının azalmasına neden olduğunu, bu sistemde ekim nöbetinde önerilen ürünleri yetiştiren üreticilerin desteklerden faydalanabileceğini ifade etti.
19 Stratejik ürün
Mesut Akdamar Milli Tarım Projesi’yle gündeme gelen 19 stratejik ürün arasındaki ilk grubu ülkede arz açığı olan (yağlı tohumlu bitkiler vb.) ürünlerin oluşturduğunu ve bu ürünleri kendi imkânlarımızla yetiştirilebilmenin temel hedefleri olduğunu vurguladı. Akdamar, örneğin pamuk ihtiyacının ancak yarısının yerli üretimle karşılandığını ve üretim miktarını artırmak için pamuğun stratejik ürünler arasına dâhil edildiğini kaydetti.
İkinci grup ürünlerin ise insan beslenmesi açısından önemli olan buğday ve baklagiller gibi çeşitlerden oluştuğunu belirten Akdamar, üçüncü grup ürünleri de çay ve fındık gibi bölgesel önem arz eden ürünler olarak belirlediklerini ifade etti. Dördüncü grubu hayvancılığın vazgeçilmezi olan ve maliyetin yüzde 70’ine denk gelen yem bitkilerinin oluşturduğunu dile getiren Akdamar, bu ürünlerin belirlenmesinde istatistik verilerini, iklim, toprak, topoğrafya, su kısıtı verilerini ve il, ilçe sivil toplum kuruluşlarıyla yaptıkları görüşmeleri dikkate aldıklarını kaydetti.
Gübre ve zirai ilaç kullanım kılavuzları hazırlanıyor
Mesut Akdamar yürüttükleri yeni bir çalışmanın müjdesini de Web Tarım TV aracılığıyla verdi. Akdamar, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in talimatıyla başlatılan çalışmayla hangi havzada hangi üründe hangi gübrenin kullanılacağını belirleyecek olan gübre kullanım kılavuzu oluşturulacağını dile getirdi. Akdamar ikinci çalışmanın ise zirai ilaç kullanım rehberi olduğunu açıkladı. Akdamar bu rehberle de hangi üründe hangi ilacın ne zaman kullanılacağının belirleneceğini ve üreticilerin de buna uygun şekilde üretim yapacaklarını ifade etti. Mesut Akdamar, gübre kullanım kılavuzunun çok yakında 41 havzada pilot olarak uygulanmaya başlayacağını da sözlerine ekledi.
Akdamar yürüttükleri bütün bu çalışmaların üretimin planlanmasını ve vatandaşlara sağlıklı ve güvenilir tarımsal ürünlerin sunulmasını sağlayacağını kaydetti.