53 yıllık mücadelenin sembolü ''Karapınar''

14 April Thursday, 2016
Konya'nın Karapınar ilçesi 53 yıllık bir mücadele sonunda çölleşmeden kurtarıldı. Karapınar bugün yemyeşil orman alanları ve birçok ürünün ekilip-biçildiği tarım arazileri ile ülkemizde erozyonla mücadelenin sembolü oldu.
53 yıllık mücadelenin sembolü ''Karapınar''

Haber  : İbrahim BAĞCI

               Rahime Alev AKSAKAL

Kamera: Altay TÜRÜNG

Kurgu    :Neslihan AKTAŞ

 

1962 yılında çöl olarak nitelenen ve ilçe merkezinin başka bir yere taşınması gündeme gelen Karapınar, yapılan çalışmalarla günümüzde yeşilin her tonunu barındıran bir doğa parçası haline getirildi.

Gerek daha önce gerçekleştirilen gerekse halen devam eden projelerle erozyonla mücadelenin dünyadaki başarılı örneklerinden olan ilçede çalışmalar Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Toprak, Su ve Çölleşme ile Mücadele Araştırma Enstitüsü tarafından yürütülüyor. 1963’ten 2015 yılına kadar çeşitli isimlerle çalışmalarını devam ettiren Enstitü 2015’te ‘Toprak Su ve Çölleşme İle Mücadele Araştırma Enstitüsü’ adını aldı.

Konya Tarımsal Mekanizasyon ve Tarla Teknolojileri Fuarı’na Bakanlık standı bünyesinde katılan Enstitü, çalışmaları hakkında ziyaretçileri de bilgilendirdi.

Enstitü, Karapınar Çölleşme ve Erozyon Araştırma Merkezi personelinden Ziraat Mühendisi Mustafa Bağcı Web Tarım Tv’ye Enstitü’nün kuruluşu ve çalışmaları hakkında bilgiler verdi.

Dünyadaki tek örnek

Yürütülen çalışmalar ile Karapınar’da erozyonun durdurulduğunu vurgulayan Mustafa Bağcı, çölleşmenin arazi bozulumuyla başladığını, orman ve mera alanlarının tarıma açılması ile bu sürecin hızlandığını belirtti. Çölleşmenin önlenebilmesi için bu alanlardaki bozulmanın önüne geçilmesi gerektiğinin de altını çizen Bağcı, tarım alanlarının yüzde 70’inde kuru ziraat yapılan ülkemizde Araştırma Enstitüsü’nde bu alanlar için alternatif tarım çalışmaları yapıldığını ifade etti.

Toprak, Su ve Çölleşme İle Mücadele Araştırma Enstitüsü’nde kuraklığa dayanıklı, rüzgar erozyonunu önleyici özelliklere sahip tıbbi aromatik bitkiler üzerinde araştırmalar yapıldığını anlatan Mustafa Bağcı, meralardaki erozyonun önlenmesinde bu bitkilerin önemine de vurgu yaptı.