Antalya'nın dağlık ve engebeli araziye sahip yaylalarında kurdukları çadırlarda yaşayan Yörükler, geçim kaynağı keçilerini söyledikleri türkü ve manilerle şölen havasında kırkıyor
Toros Dağlarındaki yaylalarda kurdukları çadırlarda yaşayan Yörükler, geçim kaynağı keçilerini tören havasında kırkıyor.
Selçuklular döneminde Türkmen, Osmanlı döneminde ise Yörük olarak bilinen Toros dağlarındaki göçerler, zorlu yaşam şartlarına rağmen kültürlerini yaşatmaya çalışıyor.
Antalya'nın dağlık ve engebeli araziye sahip yaylalarında kurdukları çadırlarda yaşayan Yörükler, özenle besledikleri, her birine isim verdikleri keçilerini şölen havasında, türküler, maniler eşliğinde kırkıyor.
Keçi kırkımı için hayvanlar düzlük alana getiriliyor, ağaç direğe bayrak asılıyor. Obalardan gelen kırkımcı grubu, hayvanları iki ağacın arasına çekilen halatlara farklı iplerle bağlayarak, kırkıma başlıyor. Yörükler tören boyunca türkü ve mani söylemeyi de ihmal etmiyor.
Aşçı grubu da keçinin birini keserek, odun ateşinde büyük saclarda kavurma yapıyor. Şölen havasında geçen kırkımın ardından topluca yemek yeniyor.
Kırkım sonrasında kirmenle çevrilerek ip haline getirilen ve tezgahlarda elle dokunan keçi kılı da hediyelik eşya, çuval, çanta, halı, kilim ve dekoratif malzemenin yanı sıra kışın soğuktan yazın sıcaktan koruyan çadırların yapımında kullanılıyor.
Manavgat ilçesine bağlı Gebece Mahallesi'nden Akseki'nin Kaklıktaş Yaylasına çıkan Yörüklerden 65 yaşındaki Duran Topaca, her yıl mayıs ayı sonlarında yaylalara çıktıklarını, atalarından kalan kıl keçisi yetiştirme geleneğini yaşatmaya çalıştıklarını söyledi.
Ailece hayvancılık yaptıklarını ifade eden Topaca, yaylada bir ay kadar otlatılan keçilerin temmuzun ortalarında kırkımının yapıldığını anlattı.
Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ali Eroğlu da, Yörükler üzerine beş yıldır bilimsel çalışma yürüttüğünü belirtti.
Yörüklerin en eğlenceli etkinliklerinin keçi kırkım törenleri olduğuna dikkati çeken Eroğlu, "Keçi kırkımında maniler, türküler okur, şakalar yapılır. Keçi kırkma düğün gibi şölen havasında geçer. Düz bir alan seçilir, 5-10 metre genişliğinde iki ağaç arasına halat gerilir. Halatların her birisine 8-10 tane keçi boynuzundan bağlanır. Bazı Yörükler de keçinin çene kılını tutarak kırkar." diye konuştu.
Kılın çuvallara konularak iç ve dış pazarda satıldığını ifade eden Eroğlu, ip haline getirilerek, desensiz dokunan çullardan çadır yapıldığını kaydetti.
Yörüklerin evinin, kıl çadırlar olduğunu dile getiren Eroğlu, "Kıl ve keçi Yörüklerin olmazsa olmazıdır. Kıl, iç pazarın yanı sıra Ortadoğu ve Arap ülkelerinde de ihraç ediliyor. Çünkü oralarda da çadır kültürü çok fazla. Kıldan heybe, kilim, halı, çuval, çanta dokunuyor, bunlar turizmde de kullanılıyor." dedi.
yayla
yörük
çadir
keçi
kırkım